artık onu sevmeyecekti Petra
cama dayadı canını
sokak buz
sokak kağıt kırışığı
içinde yüze çarpmış bir erozyon
artık onu sevmeyecekti Petra
son damlası gözyaşının bıyıklarına düştü
kurşun gibi fırladı sokağa
akasyanın ve söğüdün son yaprakları kaldırımdaydı
gökyüzüne kemik grisi asıktı
yüreğinde kımıl kımıl bir kalabalık
öldürecekti kendini
tabancasında unuttuğu bir gerilla
aklında Behdinan semalarından göçmen bir suna
irkilip kaçan keklikler su içemedi
Kesran deresinde
kızgındı hava
parmaklarını tanrı ısıttı
Ahmed Arif caddesinde bir şişe şarap gömdü göğsüne
dipsiz kuyudan çekilmiş bir gündü
yalnızlık dudağında dağlanmış türkü oldu
bir tankın paleti altında ezdi kendini
oysa işkencelerde uzamıştı kolları
nerde bir kemik kırılsa
ilk o duyardı acısını
dolu bir tanrı kadehi gözleri
içinde dünden kalma sevda bakışı
eğer ismini asacaksanız doğunun bir ülkesine
sloganlara uyardı sesi
artık onu sevmeyecekti Petra
ne yalnızlık ona alışacaktı
nede o yalnızlığa
iki sitemkar şiir dinlerken ağlamaya kalmaktır sön söz
saçlarına dokunduğu elleri yanıktı
sokaklara hırsını bıraktı
ama kalbini avutamadı
ölmek gibiydi sevmek
sokağa tekme atmak gibi
Kayıt Tarihi : 30.12.2009 17:26:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![İrfan Sari 2](https://www.antoloji.com/i/siir/2009/12/30/artik-onu-sevmeyecekti-petra.jpg)
sokak buz
sokak kağıt kırışığı
içinde yüze çarpmış bir erozyon
...
irkilip kaçan keklikler su içemedi
Kesran deresinde
...'
kimi korkuyla, kimi kaygıyla yürüdüğümüz ve en çok da ruhumuzun öldüğü, öldürüldüğü bu sokaklar, sokaklara bakan camlar... şimdi ne yana gitsek insan kırıkları, ne yana dönsek ipe çekilmiş yürekler ve dağlara sürgün edilmiş düşleriyle ürkek keklik bakışlı sevdalar.. ve otuzüç kurşunlu yürek...
'..
yalnızlık dudağında dağlanmış türkü oldu
bir tankın paleti altında ezdi kendini
oysa işkencelerde uzamıştı kolları
nerde bir kemik kırılsa
ilk o duyardı acısını
...'
acıya tutsak edildi ömrümüz. artık sahiplenerek bütün ayrılıkları adını, yerini bilmediğimiz çığlıklara katılıyor öfkemiz. 'sokak kağıt kırışığı' duygularla kimliksiz ve sevisizliğe zorlanırken, gözyaşlarımız düşerdi bir ucundan diğerine ülkemin
'...
içinde dünden kalma sevda bakışı
eğer ismini asacaksanız doğunun bir ülkesine
sloganlara uyardı sesi
artık onu sevmeyecekti Petra
..
iki sitemkar şiir dinlerken ağlamaya kalmaktır sön söz
saçlarına dokunduğu elleri yanıktı
sokaklara hırsını bıraktı
ama kalbini avutamadı
ölmek gibiydi sevmek
sokağa tekme atmak gibi'
öfkeyle bilenirken ayrılıklarımız, yüreğimiz ' sokaklara hırsını bıraktı' . coğrafyam binyalların bilgeliğiyle direnirken ' kalbini avutamadı' ki; en görkemli sevdalara ev sahipliği yapmış bu topraklarda, ferhat'ın deldiği bu dağlarda ' ölmek gibiydi sevmek/ sokağa tekme atmak gibi'
zaman darlığı ve eskisi kadar antoloji'ya uğrayamadığım için gecikmeli olarak ses verebildim bu güzel şiire. doğrusu alıntı yapılamayacak kadar bütünlüklü ve güzel bu şiir için yüreğine ve duyarlılığına sağlık sevgili irfan dost.
dostlukla
Okurken ateş ofladı nefesim ve bir ben kaldım gecenin ortasında,birde iflahına dilenen ah'larım..
Hocam siz hep yazın,siz hep böyle keskin dokunun yüreğe..
Kaleminize,çağlayan yüreğinize sonsuz saygımla..
TÜM YORUMLAR (4)