Artık Gidebilirsin Şiiri - Gönül Kütük

Gönül Kütük
57

ŞİİR


25

TAKİPÇİ

Artık Gidebilirsin

Artık gidebilirsin…
seni sonsuza kadar azad ediyorum.

Bugün senden kalan her şeyi topladım.
Başımın üstünde taşıdığım hatrını,
Tozlu ceketinin cebinde kalan ihmalini,
Değer diye sunduğun o çürümüş ilgini,
Seninle birlikte azat ediyorum.

Yaşattığın kısacık mutlulukları buruşturup,
Yazılamayan bir şiir gibi çöpe atıyorum.
Sen fark etmeden,
Benim kendimle verdiğim savaşlar,
Hep yenilgiye uğradı.
Yaklaştıkça bir adım geri çıktın.
Sandım ki tek taraflı bir çaba,
Aramızdaki mesafeyi kapatır,
Aslında uçurumlar açarmış.

Artık gidebilirsin…
içime sığdıramadığım bu sevdayı,
Bağrımdan sökerek çıkarıyorum.
Maviyi de çıkardım gökkuşağımın renklerinden,
Bana mutluluğu reva görmeyen o yüreğe,
Bu mavilik de fazlaydı zaten.
Yerlerde sürüklediğim gururum beni affeder mi bilmiyorum.

Sadece kalan son kıvılcımın da sönmesine üzülüyorum.
Nefes alırken aşkınla kavuran o ateş,
Artık üşütüyor içimi.
Sığındığım ne varsa üzerime cam gibi kırılıyor.

Artık gidebilirsin..
Seni azat ediyorum.
Bugünü unutmak için,
Geçmişimi de silmem gerektiğini biliyorum.
Gözlerinin baktığı boşluğu varlığımla doldurmak, benim kendime yaptığım acı bir ihanetti.
Sabırla sıktığım dişlerimden helallik istiyorum.

Göğüs kafesimde çırpınan kuşları da,
Özür bıraktım yeni sevdalara.
Şimdi izninle bıraktığın dağınıklığı toplayıp,
İnatçı bir leke gibi senden arındırıp,
Kalbimi yıkamam gerek.

Artık gidebilirsin…
Seni azat ediyorum..

Gönül Kütük
Kayıt Tarihi : 19.11.2025 03:56:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Tuna Kafkas
    Tuna Kafkas

    ki kaçak ve
    ışık hüzmesine,
    kapandı
    kapı…
    eşikte
    yalnız
    ikisi
    ikiziyle,
    diz dize
    dizelerde…
    fısıldaşarak,
    yalın ayak baş kabak,
    kapladı
    serap
    yüzünü,
    çölleşen
    kalbini,
    kederli
    kum
    tanelerinden
    sakınarak…,
    açtı
    kafesini
    tutsak;

    kırptı
    kanatlarını,
    sığındı
    yorgun
    hurma
    ağacına,
    uyudu
    kaçak,
    oruçlu
    kollarında…,

    vuruldu
    kilit,
    kenetlendi
    göz,
    sustu
    şiir;
    kalın
    bordo
    perde
    çekildi
    kat kat…,

    denize
    saçıldı
    altın
    pullu
    balıklar,
    kuytuya
    ağardı
    gün…,

    kapandı
    kapı…,
    eşikte
    yalnız;
    kızıl
    saçlı
    kanayan
    diz/e…,

    kalbinde,
    dilsiz
    ışık
    hüzmesi...,
    ah;

    ki giderken ben de,
    içine
    bükülen
    çiçek gibi
    küserim…,
    göz kapağıma göz
    ....... değmesin o an…,
    serpilsin yüreğime,
    ...................... köz…;
    aralık göğüs kafesimin
    ........................ kapısı,
    ..........içerime kar yağıyor…,
    ah;

    sonsuzluk gibi,
    sonsuza kadar…,
    ...........................sus zamanı,
    ....kendini kırıştıran kumaşla kaplı,
    .......................................kalbim…,
    solgun,
    aşkı aşındırmış sevmekten bitkin…,
    ..........................yasıma el sürmeyesin,
    ........................ufalansın ellerinde gönlüm,
    ...............................üzgünüm,
    unut zamanı
    afet aşk…,
    ah,

    eksiksiz
    siz
    dediniz ki
    aralık kapı
    içeri gel…,
    ılık
    hatta sıcak
    atacak hiç durmadan
    kalp
    alıp başını gidemez ötelere

    orda;
    verecek neyi vardı sanki
    aşkından başka,
    kalbinde patlayan volkan lavları ve
    uzaklaşan ayak izlerimiz…,
    ah;

    yani demem o ki kütük, yazdıkların şiir filan değil... neyse,

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)