Derdin: “Yeşiller sarıya dönerken...”
Önce mor pembeyle sarılır, sarılır!
Rüzgârın mavi kanatları açılır...
Çok uzaklarda...
Birden bire nurdan inciler saçılır!
Bu elden gidenler…
Belki de!
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Yüreğinize ve yürek sesinize sağlık yüreğinizin ilham deresinden çağlayarak akan ve mısralara ırmaklar gibi taşarak akan güzel kaleminizi kutlarım.Size ilham veren ilham perinizin ve başarılarınızın daim olmasını dilerim.Saygılar ve sevgilerimle.+.+
Sanki dizelerde, sonbaharın sarı yapraklarıyla hazan yağmurlarının hüzün sağanağı yaşanıyordu. Bitişin başlangıcı, kış da bitiş anlamında. başlangıç için, önce bitmek gerekmiyor mu? Tıpkı, kıştan sonra başlayan ilkbahar gibi... Yüreğine, emeğine sağlık.
Ölümcül karanlık;
Gözlerimi bağlarım!
Yine giderayak…
Kuytuda kanadı kırık;
Bir kuş, kıpırdar…
Nereye yürür sekerek?
Gidip az ötede ne yapar?
Gördüm pek yakınında;
Unutulmuş bir tuzak!
Çıkışlar var da dönüşler yok!
Bu gün hava, çok soğuk çok;
Artık, geçti sonbahar! ................./Siirin finalindeki o son iki dizesinden kesinlikle kaynaklanmayan,tüylerimi diken diken yapan,icimi ürperten bir duygu yogunlugu..bir gariplik,sanki ruhumu zangir zangir titreten bir üsüme gibiydi,hissettiklerim..! .. havadaki soguklukla bagdasmayan.. Bir mahsunluk cöküverdi yüregimin tam ortasina,siir bitti ama bendeki sarhosluk henüz bitmemisti; nerelere gitmedimki,cocuklugumdan,gencligime,hayatimin belkide en olumlu günlerini yasadigim son yirmi bes seneme..hepsini yasatti,bazi anlarimda pismanliklarimi yasayip hayiflandim yine kendime,bazi yerlerde güldüm komik bir halime,cokta üzüldüm,hüzünlendim nasilda gecip gitti su koskoca ömür diye..! Kahroldum; yardim icin el uzatan birilerine süpheyle yaklasip,'acaba budami bana numara yapiyor,kazik atmak istiyor 'diye düsündügüm icin tipki tuzaktan ayagi kirik kurtulmus o kus gibi..Ve demekki hayat iste böyle birseymis deyip baktim uzun uzun hayalimdeki sulietime..buruk bir tebessüm belriverdi yüzümde,korktum..ve sustum.
Degerli hocam,sabahin daha henüz ilk saatlerinde,o güzel siiriniz, icimden akip gelen duygularima vesile oldu,bende yazdim.Beni böylesine costuran,cenemi düsüren bu, cok ama cok degerli siiri ve siz degerli Arif hocami en icten duygularla kutluyor,size ve tüm ailenize saglikli güzel günlerdilerim.Selamlar,saygilar.
Arif Bey,
yüreğinize emeğinize sağlık....değerli çalışmanızı ve sizi içtenlikle kutlarım....başarınız daim, kaleminiz tükenmez olsun....
selam saygı sizedir ....
Şiir 'hiççilik'olgusunu sorguluyor daha çok.Son mevsimden çıkış.Artık kıştır.Kışın anlamı bitiş ise eğer,sorgulanmaya değer.Kutlarım Arif Bey.Saygılar.
Sonbahar hüznün mevsimidir. Göç mevsimidir. Yaprak dökümüdür. Ardından kış gelir, doğrudur.Öylesine içten ve derin bir hüzün vardı ki şiirde. Okuru sarıveriyordu daha ilk dizeden.En etkileyici dize de unutulmuş tuzak....
Her ne kadar güzün ardından kış gelse de Aşık Daimi' nin güzel deyişini anımsadım.
Siz de unutmayın üstadım. Ne de olsa kışın sonu bahardır...
Ne ağlarsın benim zülfü siyahım
Bu da gelir bu da geçer ağlama
Göklere erişti feryadı ahım
Bu da gelir bu da geçer ağlama
Bir gülün çevresi dikendir, hardır
Bülbül gül elinden ah ile zardır
Ne de olsa kışın sonu bahardır
Bu da gelir bu da geçer ağlama
Kutluyorum şiiri ve sizi Arif bey.. Zevkle okudum. Nicelerine...
güzeldi....kutluyorum sizi...tebrikler Arif Bey
Sonbaharın kışa açılan bir kapısı var...Şiir,mevsim serüvenini oraya taşımış finalinde..Kutluyorum bu şık şiirinizi,saygılar sunuyorum...
Sonbahar karakterinin getirdiği hüzün giderek önce elleri, sonra yürekleri üşütür... Bu da kış geldi demektir ve onun karakteridir...
Biraz sabır.., bir sabah uyandığında gördüğün her yerde bahar çiçekleri tomurcuklanmaya başlamış olacaktır çıplak dallarda...Isınmaya yüreğinden başlayacaksın...Bu da baharın karakteri diyelim...
kaleminize sağlık sayın Arif Tatar...., kutluyorum...
her mevsimin ayrı hikayesi vardır,, tebriklerrrrrr
Bu şiir ile ilgili 33 tane yorum bulunmakta