Göle savrulmuş bir taşım, dalgalarım hayatımdır.
Birkaç kez sektikten sonra, dibe vuracak naaşım.
Tuz gibi yakıyor tadım, sancılarım varlığımdır.
Gün gelip öldükten sonra, boşunadır tüm telaşım.
Göle savrulmuş bir taşım, dalgalarım hayatımdır.
Sanma bize kalır dünya, gün gelir toprağa kusar.
Etten kemikten ibaret, bir cesetsin sen sonuçta.
En çok feryat eden annen, o da üç gün sonra susar.
Elemin de geçip gider, lezzet gibi, en sonunda.
Sanma bize kalır dünya, gün gelir toprağa kusar.
İşte bundan bedbaht olup, ağlamalı aklı olan.
Neyi ki “sevdim” diyorsun, bil ki seni bırakacak.
Buna yanmalıdır her ruh, bundan korkar insan olan.
Neyi ki “tuttum” diyorsun, ellerini kanatacak.
İşte bundan bedbaht olup, ağlamalı aklı olan.
Ben ki, bir zamanlar âşık, bir zamanlar sever idim.
Kalbime kılıcın çaldı, firak denen garip fettan.
Ben de gençliğime meftun, şöhrete müptela idim.
Fakat bundan anlamıyor, şakaklarıma abanan.
Ben ki, bir zamanlar âşık, bir zamanlar sever idim.
Artık bırak Leylaları, onlar da çekip gidecek.
Sana bir sonsuzluk lazım, aradığın “fena” değil.
Öyle olmalıdır maşuk; her hacetin işitecek.
Yoksa bir gün çekip giden, hakiki maşukun değil.
Artık bırak Leylaları, onlar da çekip gidecek.
Kayıt Tarihi : 7.9.2010 16:18:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)