Ağarmış yine, bir bu sabah
Uyanışım öğleyi bulmuş.
Satmışım uykunun mera’sını, geceyi dağıtmışım!
Silik bir kaç şey ardı sıra, bir iki nüans, bir duruş
Siyah beyaz bir felç vurur, ah ne yorgun gözlerim.
Hani döksem yüzüme serin suyunu, ayılsam da bir
Dünden kalan parçaların kırıkları içinde.
Önceki günden daha, daha da eskidir
Uyandığım bu her sabah gibi.
Bu kiralık hayatın bu masrafsız zamanı değil
Bu elbise ucuzluğun sıkı bir pazarlığı
Bu dökük, sefil bir adamlığın içine tam oturmuş
Dikişlerini söke söke çıldırmakta ilk değil.
Çıkıyorum oyundan, bu rüya sentezlerinde yokum
Bu gece ve sabah, bu gün diye sokulan
Etraflı, ne filimdir bu! Ne acıdır, inanmışız!
Hep o perde göz kapaklarımdadır.
Hani ben, er olan! Hani ben erkeğim, bir adam.
Hani er bakıp dünyaya bu süngersi ve yalan!
Bu yamaç akıntılarında yuvarlanan şeritler
Kendini adam sayan! Zavallı, diğerlerine bakıyorum
İmgeçler! Yuvarlanın! Yuvalanın!
Düşün kucağına! Son yazmayan bu mahşer oyunu.
Ben, rolümden çıkıyorum
Atıyorum elbiseyi senaryodan çıktım!
Artık bana bir rol yok.
Saatler neyi gösterse, öyle inanmayın.
Serin bir su gibi çarpıyorum kendime kendimi
Vakit öğlen olmuş ben uyanmışım.
Kayıt Tarihi : 2.2.2014 18:48:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!