Ritüellerin antiseptiğini yine köleler hazırladı
Yine de kul köle olacaklarını bilerek
Doğru duydunuz
Sevdalar köleler için var
Bir mıknatısın diktatörlüğü gibi…
Ağızlarımızın düsturlarından
Çelişki salgıları akmadığını
Kim inkar edebilir?
Fütursuz inkarcılar mı?
Onlar değil!
Onlar bir şey bilmiyor
İki kere iki inkardan başka
Muhteviyatlarında gereksiz izdihamlardan başka
Manevi bir paragraf:
Açıl parantez; (Kalbin iyi bir kırmızısı olması, onun kör olmasına mani değil. Aksine kırmızıyı yokmuş gibi gösteren kimyasal bir düzen var. Önemli olan körleşmesi değil körelmemesi. Çünkü kalp ne bileylenebilecek bir bıçak talihine; ne de yerinden oynayan bir vidanın tekrar sıkılabilme talihine sahip değil. Üzerinde oynama yapamazsınız. O oynamaları zaman yapar diyenler de büyük bir çelişkinin göbeğinde birikmiş olanlardandır. Zaman sadece elindeki mevcut sanrılarla nekahat dönemine iteklenmesine yardımcı olur o kadar. O da duyguların ilkesel bir zorunluluğudur. Aynı zamanda reenkarne düşlerin de bir müjdecisi. Eğer sancıların boyunduruğu ufak ufak esler veriyorsa; o da biliniz ki; tekrar beslenebilmek için, taze ve diri umutlar biriktirmenizi beklediğinden.): Kapan parantez.
Evet içine gireceğiz ama
Yapılı mı bu düşler
Bir de romantizm görüyor mu pencereleri?
Her yer trajedi çatlağı mı?
Olsun, alıyoruz.
Kaç rüya vereceğiz karşılığında?
Bende şu anda sadece uçurum bozuklukları kaldı da.
Ama birkaç kömür gözlü kardan adam dostum var
Onlar erimeden denkleştirebilirim belki de
En iyisi mi sen bu “belki de” yi al da şimdilik
Gerisine ölürüz bir zamanda.
Çivileme dalıyorum bu sayfaya
Dublörüm ödlek çıktı çünkü
Belki havasında bir cümle açılmaz diye
Belki yedek duyguları da açılmaz diye
Korkak:
görmüyor yerde yatan
Yumuşacık dudağı da
Bir parantez soluğu daha:
Açalım sadık parantezimizi (Düz yazıyla şiirin sevişmesinden olacak hece bütünleşmeleri ne kadar sakat doğabilir ki ruh dökümlerimizin rahminde. Her şey bir “sunak” gibi olmalı aslında. İçeriye sadece yazgının savurduklarının girebileceği. Kim kimin akıttıklarından ne koparırsa. Hep bir yerlerimiz zaten koparken. Ancak böyle yama yapmıyor muyuz kopan taraflarımıza? Haklısınız biriktirdiklerimizin kolonları sağlam değilse, üstten değil alttan yıkılmaya başlıyor çoğaltabildiklerimiz. Irmakları o yüzden çok seviyoruz belki de. Her şey yerle bir olmuşken onlar hala dökülebildiği için döngülü doğumlarına.) Peki kapadık…
Gibiler biraz da çürüten bizleri
“seni en çok ben severim” gibileri
O yüzden cebinizde her zaman
Fazladan bir empati bulundurun
O yüzden dillerimiz hep sıkışıyor o mengenelerde
Ama unutmayalım
Sadece bir gerçek kıyamet hakkımız var
Boşluklarımıza beş kala…
Oktay Coşar
• Şiirinizi Düzenlemek İçin Tıklayın.
Kayıt Tarihi : 21.11.2011 21:05:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!