Kahramanlar diyarıdır,
Benim beldem, el bilmez ki…
İrem Bağı, ayarıdır,
Arslanköy’ü kim sevmez ki…
İnönü’de, Galiçya’da,
İzleri var her yamaçta,
Cumhuriyet bu amaçta,
Arslanköy’ü kim sevmez ki…
Çanakkale, Gelibolu,
Atamızın mutad yolu,
Her hanesi şehit dolu,
Arslanköy’ü kim sevmez ki…
Cumhuriyet çağrıları,
Hiç erimez dağda karı,
Demokrasi tek kararı,
Arslanköy’ü kim sevmez ki…
Adım attı, kurtuluşa,
Fransızlar geldi tuşa,
Kurban olam Akyokuş’a,
Arslanköy’ü kim sevmez ki…
Efrenk idi, adı başta,
Galip geldi her savaşta,
İsim koydu Kemal Paşa,
Arslanköy’ü kim sevmez ki…
Çağıloluk, Yedigöz’de,
Kahramanlık değil sözde,
Türklük onur, her bir özde,
Arslanköy’ü kim sevmez ki…
Şeftali, elmadır bağı,
Hep sislidir karşı dağı,
Kim terk eder bu otağı,
Arslanköy’ü kim sevmez ki…
Okuyanı, yazanıyla,
Tarla bahçe, kazanıyla,
Şairleri, ozanıyla,
Arslanköy’ü kim sevmez ki...
Nafi ÇELİK
DOST KALEMLERDEN......................................................:
Burası aslanlar yurdu/
Aslanım sınıra durdu/
Sor tarihe neler gördü/
Arslanköyü kim sevmez ki.../
Sevgi yatar sinesinde/
Bireyinde, hanesinde/
NAFİ gibi şair sende/
Arslanköyü kim sevmez ki.../
Türklük elimizde kozdu/
Ozana verilen sazdı/
İLHANİDE dörlük yazdı/
Arslanköyü kim sevmez ki.../.................... OZAN İLHAMİ
...............................................................................................
Okumuştur oğlu kızı
Sevmezler cehli yobazı
Hemen tanır hokkabazı
Aslanköyü kim sevmez ki
Menekşesi nevruzları
Yoktan var eder kızları
Göğe yakın yıldızları
Aslanköyü kim sevmez ki............. Mahmut NAZİK.......
..............................................................................................
Yaylaların yaylasıdır
Beldelerin en hasıdır
Yiğitlerin yuvasıdır
Aslanköyü kim sevmez ki........ Mehmed İhsan USLU....
..................................................................................................
Güzeldir havası suyu
Çam altında yatta uyu
Madem kardeşimin köyü
Arslanköyü kim sevmez ki? ... Seyfeddin KARAHOCAGİL.
....................................................................................................
Asalet var kanınızda
Bir sır gizli geninizde
Tarih yatar ününüzde
Arslan köyü kim sevmezki............... Erdoğan BEKTAŞ
..................................................................................................
Gidip görmedim hiç ama,
Çok hoş geldi kulağıma,
Muhabbet Nafi dostuma,
Arslanköyü kim sevmez ki? .............. Şahbettin ULUAT......
....................................................................................................
Şiirle kendimi buldum
Sanki Arslanköylü oldum
Köyün sevgisiyle doldum
Arslanköy’ü kim sevmez ki...............................Kadir TOZLU
.....................................................................................................
Nafiden dinledim arslan köyü
Sovuk berrak akarmis suyu
Osmanlidan kalmis temiz huyu
Arslan köyü kim sevmez ki... .... Mehmet HARİMDAR
.....................................................................................................
Kayıt Tarihi : 25.1.2011 12:57:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
*Arslanköy 18. yüzyıl ortalarında kurulmuş bir yayla beldesi olan Aslanköy; Mersin şehir merkezine 60 kilometre mesafede, Toros Dağları'nın zirvesine yakın bir yerde, 1430 rakımlıdır. Şehir merkezine çok yakın olmasına rağmen kışları çok sert geçen bir iklime sahiptir. (1968 yılında şubat ayı başında 5 metre kar yağmıştır.) . Kuruluş tarihindeki adı, Efrenk'tir. Frenk eli anlamına gelen 'Elfrenk' olarak da söylendiği olmuştur. Arslanköy, 14. yüzyıldan sonra Çukurova ve Karaman bölgesi halkı tarafından yaylak olarak kullanılmaya başlanmıştır. Aslanköy, Türk Halk Edebiyatımızda büyük yerleri olan Karacaoğlan ve Dadaloğlu gibi halk ozanlarının yaşadığı bölgelerden biri olması dolayısıyla da Mersin’in kültür merkezi sayılır. 1897 Tarihinde bucak olmuş ve belediye teşkilatı kurulmuştur. 1923 Yılında bu teşkilat kaldırılarak, köy muhtarlık idaresine dönüştürülmüştür. 1954 yılına kadar muhtarlık idaresinde olan Arslanköy, 1954 yılında yeniden nahiye merkezi olmuş ve belediye teşkilatı yeniden kurulmuştur. Kurtuluş Savaşı'nda Arslanköy'lüler adeta bir destan yazmıştır. Bu mücadeleden sonra 'Efrenk' olan kasabanın adı, bizzat Atatürk’ün talimatlarıyla 'Arslanköy' olarak değiştirilmiştir. Sevr Antlaşmasından sonra başlayan işgaller sırasında Arslanköy’ü işgal etmeye gelen, aralarında 15-20 civarında Ermeni gönüllünün de bulunduğu Fransız Birliği, Yavca köyünde Arslanköylü çocuk ve yaşlı insanlar tarafından imha edilmiştir. (Eli silah tutan genç ve orta yaştaki insanlar Kuvva-i Milliye'ye katılmış, köyde yalnızca kadınlar, çok yaşlı insanlar ve küçük çocuklar bulunmaktadır.) Bunun öcünü almak isteyen Ermeni komitesi, Arslanköy’e Ermeni asıllı bir Karakol Komutanının atanmasını sağlamıştır. Bu oyunu anlayan Arslanköy halkı, Ermeni komutanı “Dipsiz” olarak bilinen bir obruğa atarak yapılmak istenen oyunu bozmuştur. 1 Mart 1920 sabahı, aralarında çok sayıda Arslanköylü’nün de bulunduğu Kuvva-i Milliye Birliği Arslanköy'e gelerek kurtluşu perçimlemiştir. O tarihten buyana Arslanköy'ün kurtuluşu 1 Mart olarak kabul görmektedir. Okuma - yazma oranının yüzde yüz olduğu Arslanköyün yetiştirdiği ve halen görevde olan çok sayıda bilim adamı, yazar - çizer, akademisyen, ve sayısı 600'ün üzerinde öğretmeni bulunmaktadır. Bir örnek verilmesi gerekirse; Türkiye'nin ilk Yüksek Uçak Mühendisi, Arslanköylü Çanakkale Şehidi Ahmet Efendi'nin ve Cenkeri Fatma'nın oğlu olan, dayım, Y. Uçak Müh. Hv. Albay Emeklisi ve THY Eski Genel Müdürü merhum Hüseyin Yeğin'dir. (Cenkeri Fatma anneannem, Şehit Ahmet Efendi annemin babası, dedemdir.)
TÜM YORUMLAR (139)