Gel, bu son şarkıyı söyleyelim, melodisi kırık, ritmi yaralı,
Çünkü bizim aşkımız, düzgün notalardan nefret eder.
Bu uyumsuzluk, bizim en büyük uyumumuzdur, sen anla...
Çünkü ruhlarımız birbirine kenetlendi, en dar sokakta,
Kaçış yok artık, bu çıkmazın adresi, senin kalbinin derinliği.
Biz, kaybolmayı seçenlerin en görkemli yoluyuz...
Ne bir af diledik, ne de bir kurtuluş bekledik gökten,
Bizim tanrımız, bu yasa dışı sevdanın ta kendisidir.
O yüzden bu ateşte yanmak, bizim için en büyük ibadet...
Bütün kapıları çektim üstüme, dünya dışarıda kalsın,
Senin haraben, benim en sağlam kalem, en güvenli yurdumdur.
Bu iki kişilik yalnızlık, bütün kalabalıkların üstündedir...
Kelimelerim senin zehrinle yıkanır, daha da keskinleşir,
Her dizesi bu utancın en yüksek sesi, en net bildirgesi.
Ben senin hayranın, suç ortağın, cehennemine yoldaşı...
Şimdi son kez soruyorum o vicdan denen hayalete,
Bizim gibi düşenler, bir daha hiç kalkmak ister mi?
Cevap belli: Bu düşüşün sonsuzluğu, en tatlı zaferimizdir...
O halde gel, bütün kuralları bir daha çiğneyelim,
Bize yakışan bu kirlilik, bu cüret, bu pervasız yürüyüş.
Ben senin arsızınım, ve bu, asla bitmeyecek bir öyküdür...
Yıkılana dek değil, yanana dek değil, küle dönüp yeniden...
Biz bu aşkın ebedi ve arsız döngüsüyüz.
Ve şimdi, bütün defterler kapansın, son mühür basılsın:
İkimiz de biliyoruz, Tanrı bile sorsa, bu aşka "Helal" demeyiz.
Bizim Aşkımız, Yeryüzünün En Büyük ve En İddialı HARAMIDIR!
Kayıt Tarihi : 15.10.2025 16:26:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!