Arsız Aşk
Bir buse olup dudakların, bak değiyor tenime
O öpüş ki hançer gibi, nasıl sokuluyor nefsime
Kapanmış gözlerinle, verirken aşka arsız seni
O dudaklardan tutkuyla, çekiyorsun içeri beni
Eller dolanır ve gözler, son düğümü atarken
Bir davet gelir sıcacık, ateş her yeri yakarken
Alevler içindeyken ben, nefesinde dumanım tüter
Sen dokunsan ah olur, ben dokunsam acım biter
Yanağına değerse bir de elim, ateşini çalar senden
Ateşlere düşmüş tenin, söyle çok mu görülür benden
Dudağından aldığım nefes şimdi, insin boynundan aşağı
Gerdanında dinlensin ve sarsın beline ateşten kuşağı
Eller yer ararken kendine, omuz başlarından kavrayacak
Dudaklarım halinden memnun, sana adres sormayacak
Az daha dermanım olsa, tırmansam sendeki tepelere
O tepeler ki avcumda erirken, çıkarsın beni zirvelere
Göğsünde savaşlım seninle, sonunda zafer benim olsun
Dudaklarım bayrak olup, tam göğüsün ucunda dursun
Belki tutarsın beni o anda, hatta okşarsın başımı delice
Sımsıkı bastırırsın sonra, göğsündeki öpüşleri sevince
İnmek gerek artık aşağı, yastık yaptığım tepelerden
Başka bir davet gelir zaten, çayır çimen derelerden
Kaysın eller de aşağı, sevip okşasınlar göğsünü hem
Öpüşler aşkın göbeğinde, alıyordu kahvenden dem
Kıvranırken zevk içinde vücut, iki büklüm olur belin
Saplayacak bir yer arar, hançer olmuş tırnağını elin
Yutkunurken zor bela, boynuna geçen ilmek elim
Boğmak isterim kendimi, susturulmuş sensiz dilim
İçmek için aşk suyundan, vadiye doğru inmek gerek
Sakınmadan dilden aksın, karanlık yurduna girmek gerek
Diz çökmüşüm önünde ve aralamışken sen kendini
Çılgına dönen arzum yıkar koyduğun her bendini
Uzansın ardına kolum ve elim dağların arasında
Tutunup çeksin kendine, ağzım vadinin yarısında
Daha da sokulsam içine, değer mi dilim suya bilmem
İçmeden suyundan yudum, vadinden geri dönmem
Hani dilinde bir ah olur da, seslenirsen gel al beni
Almaz isem her defasında, taştan taşa sen çal beni
Tırmanırken vadinden, görünür ufukta iki göğüs ucu
Öpmeden geçmek olmaz, işleyemem ben bu suçu
Gerdanına dizili, inciler bırakacak arsız busem
Boynunda kolye misali, her bir yerini öpsem
Tutunsam bir bacağından, aşkla diğerinden ayırsam
Açılan aşk kapından içeri, girme hevesimi duyursam
Göz gözeyken sorar içim, girsem mi kapından içeri
Yanar tenim hem ne biçim, aksın ateş ordan dışarı
Ve yüklenirken kapına canım, yerim içinde açılır
Uzanırken en derine arsız, aşk vücuda saçılır
Ölüme giden yolda, diriliştir öncesinde halim
Dirilmiş olanı aslında, öldürmeyendir gerçek zalim
Sar sımsıkı şimdi beni, erisin içindeki ateşte ten
Girmişim yuvana nihayet, daha ne isterdim ki ben
Sönsün artık yangınların, suyum içinde aksın
Dinsin şehvet tenimde, seni aşkım yaksın
Ol dileğim gerçek imdi, vaktidir durulmanın
Sever misin diye kalbe, zamanıdır sorulmanın
Arsız halim sana diye, yazılmıştı birkaç dize
Sorma aşkı yarım aklım, böyle geldi anca söze
Adem Cil
Kayıt Tarihi : 6.1.2024 15:27:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Hayalden ibaret

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!