ARŞA DAYANDI
Çok gezdim dolaştım gurbet ellerde
Ansızın yollarım boşa dayandı
Bir başıma garip ıssız çöllerde
Gam kasavet dertler başa dayandı.
Dermanım tükendi umudum bitti
Bütün sevdiklerim terk edip gitti
Bu yollarda benim gençliğim yitti
İkinci baharım kış’a dayandı.
Yar aklımı aldı gönlüm almadı
Buna dayanacak gücüm kalmadı
Ağladım sesimi duyan olmadı
Feryadım figanım arş’a dayandı.
Mevsimlerin bile değişti yüzü
Yaz bahar ayında yaşıyom güzü
Gayrı çıkamaz oldum yokuşu düzü
Yürümez ayağım dize dayandı
Ne çabuk bitirdi ömrümü yıllar
Eridi tükendi haftalar aylar
Bir bir ağardı hep saçımda teller
Yaş geldi artık altmışa dayandı
Bunca yıldır yad ellerde kaldığım
Hep yavrular için boyun eğdiğim
Gece gündüz çalışıp ta yeldiğim
Helal ekmek helal aşa dayandı
Masal mı rüya mı hayal mi bu an
Sırtıma yüklenir gam üstüne gam
Emir yüce yerden yazılmış ferman
Yol, menzil, mekân, hep O’na dayandı
Muhannetten namertten de usandım
Ne bir ibret aldım nede uslandım
Her yüzüme gülenleri dost sandım
Sordum sual ettim ele dayandı.
Eski yaralarım depreşti yine
Bu mudur reva hasret çekene
Konuşmaz dillerim selam mezere
Artık kazma kürek bele dayandı.
Minarelerden Salâmı verirler
Duyan ahbaplarım koşup gelirler
Ozan Yüksel vuslata ermiş derler
Sonuç iki metre beze dayandı.
Yüksel Koç.
Nisan-2014.
Mezer: Mezar.
Kayıt Tarihi : 26.6.2014 12:24:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)