İster elma deyin, ister ayva
Armut deyip geçmeyin ama!
Alın elinize
Şöyle bir inceleyin
Bir şey ifade etmediyse
Bölün ortadan ikiye
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Arsızların mutlu olduğu dünyada ne 'ar'ın değeri kaldı ne de 'mut'un...
Bir sözcüğün çatısını bölüp ikiye sonra her parçaya anlam yüklemek... Güzeldi.
Armut
İster elma değin, ister ayva
Armut deyip geçmeyin ama!
-
elma dersem ık armut dersem çıkma derdik saklamaç oynarken ..
neden tersi değil .. neden armutta çıkmıyorumuşuz .. elmada çıkmayalım ..
olmaz demek ki
armudun da bir formüla üçü beşi sekizi varmış ..
çok güzeldi ...
haklısın canım çoğu yorumlara katılmakla birlikte ..
ya sahi nerden esti de armut dedin be güzellik ..
yok gülesim geliyor armut kafalara bakınca açılımını düşününce ..
ince mesajlar göndermeler var da ..
ar ın çıkarısak mudun da
:)
Yaklaşık iki avuç dolusu tahılı içine alan ölçek
mutlululuğun kökü de mut ..
eee
yanii mud un ya da mut .. iki kullanım alanı var
yaptım cümle hesabını
Kaç kişide var ilk hecesi?
Kaş kişide ikincisi?
Kaç kişide, bir arada ikisi?
Şimdi, bir şey ifade etti mi?
ettti ...
ar puanlarını hesaplamadım ..
yani iksinin bir arada olduklarını
incelemeye alsam
hem ar l ı hem mut lu
yani armutlu ..
zekisin sennnnnnnnnnnn ..
öpüyorum yüreğinden ..
sevgilerimle ...
annem ya kafam da yorgn yürekte
sabah sudokularımı da çözemedim ..
ama gelecem yine ..
gülümsettin yine de bu ironi içinde gülüş de katmak güzeldi ..
güzel bir açılım...
ilginçti ...
tebrikler
Kaç kişide var ilk hecesi?
Kaş kişide ikincisi?
Kaç kişide, bir arada ikisi?
Zekice bir analiz, özellikle final dizelerindeki heceler ve anlamlarından; sahi çok kişide kaldı mı acaba? Çok güzeldi İnci Hanım, yürekten kutlarım. Mutluluklar sizinle olsun!(10on+)
Artık ,
Ar
ve
Mut
la anımsayacağım armutu ...
Sevdim bu açılımı
Selamlıyorum
Saygıyla
Fatma Hatun Esen
Kaç kişide var ilk hecesi?
Kaş kişide ikincisi?
Kaç kişide, bir arada ikisi?
Şimdi, bir şey ifade etti mi?
Çok hoştu.
Kutlarım.
Sevgilerimle.
O kadar çok hoşuma gitti, o kadar çok hoşuma gitti anlatamam İncim. Bu açılım bence çok önemli. Armut fark attı diğer meyvelere. Genelde çok özelliği olmaz ama şimdi bir ağırlık kazandır ar ile mut. Hele ikisi verince el ele oldu bizim armut. Fazla olgunlaşınca dalından kendini aşağılara bırakan.))
Şiir zeki. Yok, şairin espiri gücü ve pratik zekası bu açılımı yaratmış. Severek okudum. Daldım çıktım şiirin içine. İnan çok hoşuma gitti. Ah be armut sen neymişsin meğerse dedim. Ama işleyen güzel işlemiş. Dil ve akıl becerisiyle..
Sevgimle kutluyorum.))
Uzun sözün kısası...tek kelimeyle harikaydı...:)
Yüreğinize sağlık....
Sevgiler...
İnci Hanım gerçekten çok anlamlı.
Çarpıcı bir analiz.
Kutluyorum kaleminizi.
Saygılarımla
Şairin zekası kalemine düşmüş adeta, harika
vede ders verir nitelikte bir şiir olmuş mısralarda..
Güzel anlamlı vede kusursuzdu kutlarım tebrikler..
yunus karaçöp..yudumyunus
Bu şiir ile ilgili 48 tane yorum bulunmakta