| yazdı başladığında..ılık mevsim yeni bitmiş tazelenmişti içimiz..hastalanmış yataklara mahkum olmuşken yanıklarımı unutmuş.sadece onu düşünür olmuştum..neredeydi şimdi kim bilir..karnı açmıydı..yaptığımız gözlemeler küçük sandviçler hala aklındamıydı bilmiyorum |
işte çocuk böyle bir gündü onu gördüğümde..çok şey var anlatılacak..ilgiye ihtiyacım varken yaz geldiğinde ona rastladım..sıradaydı ve yüzü yere dönük kendine gülüyordu..sormuştum daha sonra neye güldüğünü..ben gülerim demişti..gözlemlemeyi severim insanları..az evvel ayaklarını çıkarmış denize bakan adama gülüyordum..ayakları müthiş kokuyordu..çorabının baş parmakları da delikti..o koku ve o delikler güldürdü beni..diyememiştim..leş kokusuna gülünür mü..müthişse ona benziyor olmalıydı..hayır demişti kokular bizim leşin kokusu bile bizim kokumuz..kokular olmazsa nasıl tadar nasıl tanırız..bir çiçeği bile güzel yapan sadece renkleri şekli değil kokusu asıl dedi..soru sormaya çekinirdim ona çocuk..meraklıydı hayata yeni doğmuş kurt..ceylan yavrusu gibi..insan sarmalayan bakışı bile meraklı..yüzüme bakardı en çok da gözlerime..ne görüyorsun dediğimde sıradan bir göz fakat kendine ait bir öyküsü var o yüzden güzel beğeniyorum gözlerine bakmayı derdi..Sırlarını sakladığı dalıp gitmelerini birinde bir şaka yapmıştım bir gün..çok korktu ne olur beni bir daha korkutma dedi..arkadan gelen her ses güvenilmez derdi..ve anlattı herşeyi.
ablasının eşinin uzun yıllar evli kaldıktan sonra..çok değiştiğini..o eski eniştesi olmadığını..ihmal ettiğini
ablasıyla kavgaları başladığını..mahkemelerden sonra ablası ile eniştesinin boşandığını..sebebin eniştesinin
kumar ve kadınlar yüzünden servetini kaybettiğini..fakat ablasına karsı büyük tutkuyla bağlı olduğu..kendisine dinlememesi halinde onu öldüreceğini bile söylemiş..bir gün eniştesi arkadaşının arabasıyla onları kasabanın bir sokağında yakaladığını..kendisine dönmesini istediği ablasının reddetmesi üzerine yollarına devam ettiklerini anlattı..yol bitmemişti..arkadan arabayla gelen eniştesi..üzerilerine arabayı sürüp ablasını ezmiş kendisininde bir bacağından yaralandığını anlatmıştı..işte bu yüzden arkadan gelen sesleri sevmiyordu.. mümkün olduğunca yüzüne doğru yaklaşır ona sarıldığımda bile ellerimle dokunup sakinleştirmeden ensesine dokunmaz omuzlarını öpmezdim..işte böyle çocuk..uzun zaman sevgili gibi yaşadıktan sonra evlenmeye karar verdiğimizde bir sürü mazeret duydum..sebebini birgün kafa cekerken öğrendim..o ezilme olayında yumurtalıkları dalağı ve iki kaburgasıda alınmıştı..çocuğu olmayacaktı..sana meyve veremem..seni çocuklardan mahrum edemem..bittiği yere kadar birlikte olalım..hatta birini bulursan bana söylemeden cek git derdi..iç isteyince olmuyor ki çocuk..o varsa yanında hiç birşey gelmiyor aklıma..
defalarca uyarmasına rağmen yapma gençliğine acı git başkasını bul diyordu..dinlemedim aradan uzun zaman geçti..bir gün ortadan kayboldu..herşeyi ve beni terk edip gitmişti..tüm aramalarıma rağmen bulamadım..aylar sonra akdenizde bir yerde denizde intihar ettiğini öğrendim..alkol alıp maviliğe bırakmış kendisini.kurtuldum yazmıştı çantasındaki kağıda..seni kurtarmak değildi amacım..acılarıma son vermek demişti..birde benim yazdığım çok begendiği bir şiirimi saklamıştı
ardına gülüşümü sakladım
bir dönüp alsan
omzundan ateş bırakacağım
ben senin elinde
can bulup yaşarım
sen olmazsan
bahardan bile kaçarım
canım
Gece gülmezdi..geceler ona sonbaharı hatırlatırdı..hüzün olmazsa hissedemiyorum..yaşıyamıyorum derdi..
acı bile olsa insan hissetmeli..hislerinide dile getirmeli derdi..gıcık olduğumu bildiği halde..sırf beni sinirlendirip öpüp sakinleştirmek için..kapı zincirini hep takılı bırakırdı..bilirdi ki hep geç kalırım eve uyuşmazdı saatlerimiz..fasülye ve pilavı onun kadar seven biri daha yoktu..bir de benim yaptığım omleti ve salatayı..
sen ahçı olmalıymışsın en büyük sataşmasıydı..bu meslek sana göre değil..severek yapmıyorsun bu yüzden yıpranıyorsun derdi..gece olduğunda çok sevdiği şairlerden şiirler okur beni şiire ısındırmaya çalışırdı..sen şairsin aslında..imlaları ve yanlışlarımı anlatır özne yüklem sıfat sudur..şöyle olmalıdırlarla..az okuduğumu devam etmem halinde çok basarılı olacağımı söylerdi..işte böyle çocuk şimdi şiirlerimi ona yazıyorum..
devrik cümleler..noktalar ve virgüllere o gittikten sonra ısınamadım..bu yüzden her imla düzeltmesi yapmadığımda o gelecek ve canım bak söyle olacaktı demesini bekliyorum..bu yüzden dokunmuyorum yazdıklarıma ve yanlışlarıma..onsuz yanlışın tadı yok..anladın mı çocuk..
-evet amca
ellerim tutunmuyor
sen yokken noktalara
saçlarım taranmıyor
sen yokken virgüllerde
ve bitirmiyorum hiç birşeyi
noktalar koyup sonuna
artık dön
öğrenmeye doymadım daha
canım
ve cocuk her pazar geldiğim mezarında ' beyaz ölüm kuşlarını okuyorum ona ' çok severdi arkadaşı*onun sesi hala kulaklarımda..şirinlik yaptığı zamanlar hele..aklıma geldikçe dayanamaz makas alırdım yanağından
hala zayıfım şirinliklere karsı ve hala onayım makas alırken..ne yazıyorsam ona ve sıcaklığına
unutmadım
güz vakti ellerimi sarısını
canım deyip ısırışını
unutamadım
ısırıp kulağımdan
benim yerime bağırmanı
ve unutmadım kemerli burnunu
kumral saçlarını
kıpır kıpır yaptığın kirpiklerini
siyah kaşlarını
unutamadım gözlerinin
beni ele geçirişini
giderken bile ismimi söylemeni
unutamadım şiirlerimi sevmeni
canım
Hafta sonu geliyorum..uzun zamandır konusmadım onunla..en son arkadaşlar sormuştu..bird eben içimden soruyorum..kimsesi de yok benden başka..mezar taşını ıslatan..kuşluğuna su bırakan..
taşıdımya tabut içinde yüreğini
inan vücudun ağır değildi
sol yanıydı tahtaların
sırtıma alıp taşıyamadığım
unutmadım güzel yüreğini
içime girip beni sevmeni
bugün elveda dedim çocuk..yaşlandım artık..yeni sevmeler olmayacak..yeride dolmayacak biliyorum..
onu rahat bırakmalıyım..biliyorum ki..biliyordur onu düşündüğümü..ne zaman açık penceremden rüzgar gelse
perdeler oynasa o geliyor biliyorum..ve rüzgara şarkı okuyorum..severmisin bu şarkıyı çocuk
- bilmem amca..hiç duymadım
penceremin perdesini **
halandıran rüzgar
denizleri köpük köpük
dalgalandıran rüzgar
gir içeri usul usul
beni bu dertten kurtar
- evet çocuk mermerleri yıkayıp,
çiçeklere biraz daha su dökelim
al şu beş milyonu
yeter mi
- yeter amca
-artık gidelim
-teşekkür ederim amca
-sağol çocuk
ışığın olmadığı yerde
gökkuşağı çiziyorum gözlerine
unutma beni penceremde
hüznü takıyorum içime
her gece
her gece
ölüm dokunmasın
omzundaki bene
şiirler düşüneceğim
o güzel gözlerine
evvel ki yıllar bir yerlerde..ya da sonra..yaşanmış olana..olmayana
/başarısıdır ölümün gül soldurmak
03.05.200..
*Arkadaş zekai özger [ sevdadır ] adlı şiir kitabı
** ilhan şeşen bestesi
Kayıt Tarihi : 31.8.2004 19:56:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Ekleyip sonra okuyacaktım. Ama. Şu yorumu yazmadan edemeyecğim. Alıntı yapılan her kelime her hisse duyduğunuz saygı için
binlerce teşekkürler.
iyi ki varsınız
Saygılarımla
Erol DAL
TÜM YORUMLAR (1)