Arkadaşlar Şiiri - Ramazan Özerli

Ramazan Özerli
183

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Arkadaşlar

Horoz ötünce yanan ocaklar.
Mazide kaldı be arkadaşlar.
Çorba pişirirken alevlenen ocaklar.
Yerini tüp gaza bıraktı arkadaşlar.

Çorbalara katılmak için ezilen keşler.
Kocasından erken kalkan fedakâr eşler.
Gelecek korkusuyla görünen düşler.
Hayal dahi edilmez oldu arkadaşlar.

İlkbaharın sonunda gelen yazlar.
Misafir için kesilirdi koca kazlar.
Derelere suya giden şıngır şıngır kızlar.
Tarih sayfalarında kaldı be arkadaşlar.

İncir yetince gelip öten bülbüller.
Tavukları alıp havalanan kartallar.
Yükseklerde avlarını alanlar
Hepsi zehirlenip öldü arkadaşlar.

Kesik kıyısında dönerdi değirmen taşı.
Takalarda yenildi pişerse bulgur aşı.
Gece yatmaya hazırlanırdı damın başı.
Geceleri yıldızları saymaz olduk arkadaşlar.

Dağların ardından gelirdi itlerin sesi.
Tilkiler tavuklara kurardı pusu.
Tavuğunu çakala kaptıran çekerdi yası.
Çakal sesi duyulmaz oldu arkadaşlar.

Sırt tarla ekinlerine dadanınca domuzlar.
Silahını alan yokuşlara doğru omuzlar.
Manız, İtürmezde sığmazdı kaçan domuzlar.
Domuz çoğaldı, avcılar azaldı arkadaşlar.

Tek tüfekle güvercin vuran avcılar.
Hay huya katılıp gün geçiren kıvcılar.
Üç beş keklikle eve dönen avcılar.
Av vaktini okey oyunlarına vermiş, arkadaşlar.

Karakış da kesme pelidi ocakta pişerdi.
Kuş etinden ocakta etli kömbe pişerdi.
Közde bezdirmeler nede güzel pişerdi.
Kömbeleri bezdirmeleri unuttuk, arkadaşlar.

At yavrusuna kürü denilirdi.
Eşek sıpasına nede güzel binilirdi
Çifte gitmeyen öküze hoh denilirdi.
Ne kürü, ne sıpa nede öküz kaldı arkadaşlar.

Kedilere püsü derdik ezelden.
Köpeklere it derdik çocukken.
Yaramaz insana itoğlu it derken.
Hepsinin soy değişmiş arkadaşlar.

Suların önüne çınar dalı koyardık.
Kendimiz suları bağlarda yüzerdik.
Koyun kuzu yatınca suya dalardık.
Dereler kurumuş susuz arkadaşlar.

Eşeğe yüklenen yüke seklem denirdi.
Üzerine atılan çulpaza palan denirdi.
Yük düşmesin diye sarılan ipe kolan denirdi.
Kolanıda palanıda bilenler azaldı arkadaşlar.

Dut başında yılan görünce taşlardık.
Hep bir ağızdan vurun diye başlardık.
Ölen yılanların başında nede gülerdik.
Yılan akrebin kökü geçmiş arkadaşlar

At kişnese seslerinden bilirdik.
Eşek anırsa gelenini bilirdik.
Üren itten neye ürüdüğünü anlardık.
At eşek it sesini seçemez olduk arkadaşlar.

Bayramdan bayrama varıp dizilince.
Karşılanıp göz göze gelip bakınca.
Nasılsın yiyenim deyip içten gülünce
Hal hatır soran dostlar ölmüş arkadaşlar.

Çıplak ata biner yarış yapardık.
Oğlak kuzu ardından ne hızlı koşardık.
Murt çubuklardan sepet örerdik.
Sepet dolu incirleri özledim arkadaşlar.

Gelincik li sekede kale taşı oynardık.
Üç ağacın düzünle çollu oynardık.
Okul yakınlarında kökküç sallardık.
Çocukluk oyunlarımızı özledim arkadaşlar.

Yok, etmişler at yaydığımız çiçekli üçgülleri.
Dere kenarları unutmuş mor menekşeleri.
İlkbaharda açılan türlü renkli çiçekleri.
Kokularını günden güne özlüyorum arkadaşlar.

Tapanlı Abdullah dayı her gelene gülerdi.
İbiş Mehmet herkesten hal hatır sorardı
Hacı Mustafa en iyi rahvan ata binerdi.
Bunlar gitti de kimler kalacak arkadaşlar.

Ramazan Özerli geçmişini unutmuyor.
Gelip geçtiğim dağlar nergis büyütmüyor.
Kaleye Hörç başında keklikler ötmüyor.
O dağlarda gezdiğimi özlüyorum arkadaşlar.
20.12.2009

Ramazan Özerli
Kayıt Tarihi : 17.5.2017 20:57:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Geçmişe doğru yolculuk yapıp geçmişi genç nesle anlatayım diye yazdım.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Ramazan Özerli