avuçlarımızın ahşap
düşlerimizin spartaküs
saçlarımızın saç olduğu günlerdi
taşın, demirin,bıçağın,narın
ve burçak tarlasının hakkını verip
her an yeni bir alın yarasına
meyleder gibi otururduk
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
ben sevdim.....sevgiler....tebrikler...teşekkürler....
şair olmak beklenmez ki :) şair olmak doğmak gibidir... Bir bakmışsın doğmuşsun...
Sayın Mutlu Ayar'a katılmamak mümkünmü?
Üstad'ı köşeye yorum yapmaya davet ediyoum.
Gerçekten Sayın Mutlu, şiir alanında bence önemli değerlerden.Çokta objektif yorum yapan kişilikli bir şahsiyet.
Saygılar...
sıkıYORUM
yumruğu sıkan bilir-tebrikler kaleme
neyzen ne demiş
zannetmeyin ciddiyet ile sarf ederim sanatım
saz elimde kuru bir musluğa benzer
bezm -i meyde sufehanın saza meftun oluşu
nazarımda su içen eşşeğe benzer
sufehayı nezakete davet ediyorum
sıkıYORUM
yumruğu sıkan bilir-tebrikler kaleme
neyzen ne demiş
zannetmeyin ciddiyet ile sarf ederim sanatım
saz elimde kuru bir musluğa benzer
bezm -i meyde sufehanın saza meftun oluşu
nazarımda su içen eşşeğe benzer
sufehayı nezakete davet ediyorum
malesef anlatı olmuş..
h.ç yaralı puma nasıl bağırmış görmüş mü bazan benzetme adına uçuyoruz
'saçlarımızın saç olduğu günlerdi':)sırf bu dize için bile bu şiiri sevebilirim:):):)Hece ölçüsü ve konu ile ilgili yapılan olumsuz eleştirileri yersiz buluyorum..Şiir uçmaktır ve her kuş kendi tarzında uçar.
İşte Arkadaşını Boynuzlayan hatta kızın bile arkadaşını ren geyiğine çevirdiği an ve Utanmadan bir de aşk diye şiir yazmış kim yazmışsa...Şiir nekadar güzel olursa olsun konu çok önemli...ve saygın bir konu olmalı...Yattınizmı bari...Ben bu şiiri yazanın arkadaşlarını acıyorum...Her halde boynuzlaya boynuzlaya gidiyordur....Çok özür dilerim çok özür dilerim...İhanet duydummu hatrım olmaz asla deneyene bile...
Yazdıklarınızın kıymetini bilin...dercesine...!
Bir kaç tane eski Türk filimlerinden seyreden hiç şiir yazmamış, bırakin şiiri duygusal bir mektup bile yazmamış birinin yazabileceği satırlar...
Bu şiir ile ilgili 35 tane yorum bulunmakta