Suskunken de çok sesliyim, yeter ki duymasını bil!
Gerçektende suskunluk bazı hallerde çok işe yaramaktadır. İçinde bulunduğumuz verilerin sentezini rahatlıkla yapabilme yetilerimizi enerjiye dönüştürmekte etken oluyor.Yargılamalar sorgusuzca yapılmaksızın,doğru ve yanlışlara net bir şekilde ulaşılarak, mantıklı kararlar vermeye çalışıyoruz. Bu eksenler içerisinde yaşamın kurallarını kendi mantığınla yoğurup, yeni bir harita çizmiş olmakla kalmayıp; bu çizmiş olduğun haritayı istediğin tonlarda renklendirerek gün ışığıyla paylaşabiliyorsun. Yalnız, bu uğraşların sorumluluğun bilincinde olmak ve sorumluluğun önemini kavrayabilmek burada önemli olanıdır. Daha geniş pencereden bakacak olursak: İlköğretim okulunu bitirdikten sonra lise, derken üniversite gelir peşi sıra. Yüksek öğrenimleri için başka şehirlere giden arkadaşlar değişik kültürler ve yaşam biçimleriyle iç içe olacaklardır kuşkusuz. Sonrasında yaşamsal kalıntılarında belirgin izler bırakarak, öğrenim kurumlarının başlangıcı olan “AİLE YAPISINA MERHABA” diyeceklerdir. Ancak, geçirmiş oldukları evrelerin öncesin de ve sonrasın da sorumluluk bilinciyle hareket ettiklerinde algılamalar saydamlaşır. Fakat AİLE, TOPLUM ve ŞEHİR üçgeninde kişileri olumsuz yönde etkileyen bazı dürtüler de olacaktır şüphesiz. İç ve dış ben’in kavgası benler savaşını doğuracaktır peşinden. İşte burada çok dikkatli olunmalıdır. Kişi değişik arayışlara yönelecektir tutarsızca. Ama tutarsızlık yenilgiye uğrayabilir. Yeter ki “ süreç – bilinç ve denge” unsuru göz ardı edilmesin! Med-Cezirlerden sonraki hallerde negatif değerler, pozitif değerlere dönüştürülerek paylaşılmalı ve hayat çizgisinin üzerindeki noktaların yerlerini iyice saptanılmalıdır arkadaşım. Ve her noktanın bir öncekinden daha belirgin olmasına dikkat edilmelidir.
Bu yaşam frekansındayken aynı havayı soluduğumuz korkuluklara, ölü canlara ve kemirgenlere karşı zaman zaman umarsız, acımasız ve kural dışı davranmak gerekiyor. Bu arada yanılgılara da düşebiliriz. Fakat yanılgılar sonrasında, gerçekler bize daha çabuk yansımış olacaktır.
YANLIŞ BİR ŞEY YAPTIĞININ FARKINDAYSAN MUTLU OLMALISIN!
İşte bu tümceyle dalgalanmalardaki parazitler yavaş yavaş yok olmaya yüz tutacak ve yaşam daha bir anlam kazanarak, günlerin ışıltılı, yüreğin umutlu - mutlu ve de sevecen olacaktır.
Şimdi gecelerde aydınlık
Yarım kalmış sayfayı okumaktayım,
Sende oku, gözlerin gibi ışısın bakışların
Gerçeğe git!
Aynı yolda, yarınlara git koşarak,
Güneşe git gidebildiğince
Durmaksızın!
Koşmalıyız! Koşuyoruz! Hayat bir maraton gibidir zaten. Bilinçli ve dirençli koşan sevinç çığlıklarıyla ipi göğüsler. Yorgunluklar unutulur, yerini seviler alır. Kişi çevreye gülücükler dağıtır öbek öbek ve o güzelim kareler yaşamın her anında hatırlandıkça, yürekte çarpıntılar sevinç depremlerine yol alır durmaksızın.
…Ve yüreğindeyse sevgi bir güne sığmaz!
Saygılar, sıcak duygularımla dost! Dostça!
Beklerim efendim! Çaylar Yakamozdan
Kayıt Tarihi : 5.8.2007 14:48:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (2)