Biliyorum bazen tebessüm ettiğinde dalıp gitmişken,
Mahallede yakan top oynadığımız akşamlar geliyor aklına
Kulakların çınladığında bazen, benim gibi
Sessiz sinema oynadığımız geceleri düşünüyorsun.
Ve acıktığında, sevim teyzenin salçalı ekmeğinin tadı geliyor damağına,
Arabanı sürerken yağmurlu sessiz bir günde ve yalnızsan,
Telli arabanı düşünüyorsundur muhakkak,
Hani mercedes modeli olanını, hem de kırmızı,
Çocuğuna ödevlerini yaptın mı derken bir kerede olsa
Köşe başında hep ödevini yapan o çocuktan kopyaladığımız
Sayfa geliyordur aklına,
Veli toplantılarında, hayal ediyorsundur
Öğretmenimizin bizi nasılda cetvelle kovaladığını,
Ve yine annemiz kadar bağrına bastığını bizleri,
Pokemon dan daha iyiydi tenten,
Ve kızıl maske kesinlikle döverdi spider man i
Konyakçıyı kimse anmıyor diye üzülür müsün sende bazen
Kimse artık köpeğine puick adını koymuyor değil mi?
Gece sinemanın köşesinde bakkal Hüseyin amcadan aldığımız çiğdemleri satıp ta
Bilet parasını denkleştiremez isek,birde film arasında gazoz satacağımız telaşını,
o gazoz ne tatlıydı Allahım ya,)))
Harçlık miktarı gazoz ve simit parasına endeksliydi, yüzyirmebeş kuruşla başlayan,
Sokaktan geçen macuncunun, hijyen olmayan rengarenk macunları hiç ağrıtmamıştı karnımızı,
Yine dayak yiyeceğimizi bilerek koşardık meşin yuvarlağın peşinde,
Sapanımızla kuş avlardık, (((((
Sekizinde başladık kaçamak sigara içmeye, büyüdük artık diye,
İlkini kimin bodrumunda tüttürmüştük ki,anımsayamadım bir türlü,
Yenice olduğunu hatırlıyorum nenemden çaldığımızı da))
Makbule teyze mahallenin psikologuydu sanki, hatta acil servisi
Bir onda telefon vardı o zamanlar,
Küçük evdeki çilli kıza aşık olmuştuk ikimiz de, paylaşamamıştık onu bir türlü,
Sonra da babası kara şimşek i almıştı hani))))
Berber Bedri amcaydı sünnetçimiz,dişçimiz,berberimiz))))
Bisikletçi Osman amcadan, haftada 2 turumuza yeterdi birikimimiz,
Bir turda eşantiyonu olurdu bazen)))))
Orta okulda alabilmiştik bisikletimizi ancak,
Saklardık meşelerimizi,artistlerimizi köşe bucak,
Arap kızlı sakızı nadiren,çukulata yı akraba geldiğinde görürdük ancak,
Yeni ayakkabıyı, bayramdannn bayrama
Onunda sert derisi vururdu muhakkak ayaklarımıza,
Kaydıraklar,seksekler,ip atlamalar, birdirbirler
Nerede kaldı ki o günler,
Neden şimdi çocuklar mutlu değil neden canları sıkılıyor,
Play stationlar, bir dünya kanal,bir dünya çizgi film,
Güzel futbol topları ayakkabılar,
Uzaktan kumandalı ferrari ler,
Neden mutlu etmiyor onları,
Ve biz hiç geçmişi düşünmeden, tüm hayırsızlığımızla,
Onlara diyoruz ki “ne kadar şanslısınız dua edin bizim zamanımızda doğmadığınıza”
Uzandığımda yatağa,bazı geceler,
ARKADAŞLARIM gözlerimin önünden geçerler,
Kulağımda masal saatinin radyodan gelen sesiyle,
Sizlerle sohbet ettiğim bu gecenin güzelliğiyle
Hafiften gözlerim ıslanır her seferinde,
…………………………………Tatlı bir gülümsemeyle.
Sedat aydın 17/03/2001 14,52
Hep bileceğiz hiçbir maddenin iyi bir maneviyatın yerini tutmayacağını,
Ama yine hep maddeleri saklayacağız bir yerlere,
Ve onların zedelenmemesi için özen göstereceğiz hep,
Ve maddelerin peşinde koşacağız sonsuza dek,
Yanımızda, yanı başımızda bizi seven insanları fark etmeyeceğiz,
Onların kırılmaması için yormayacağız kafamızı,
Onun sevgisi için para ödemediğimizi lütuf olarak algılamayacağız nedense
Yaşam böyle sürüp gidecek kaybettiğimiz değerlerle,
Bu gün ulaşabildiğiniz arkadaşlarınıza,sevdiklerinize,sevgililerinize “seni çok seviyorum” arkadaşım,sevgilim, kardeşim, dermisiniz,
“Canlıların en iyi besin kaynağı sevgidir.”
Sedat AydınKayıt Tarihi : 6.4.2007 11:19:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
kendi kendimize ' nerede o eski günler ' deriz, sonrada çocuklarımıza ' ne kadar şanslısınız ' deriz farkında olmadığımız iki yüzlü yanımız.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!