ARKADAŞ ŞİİRLERİ

ARKADAŞ ŞİİRLERİ

Erkan Gerenlik

Sevgiliyi bana sorma be arkadaş...
Usandım hatırlamaktan.
Sevmekten hiç bahsetme be arkadaş...
Usandım ağlamaktan.
Bir gülü sevmiştim ben,
Hem de dikenine katlanarak.
Ancak hiç sevilmemişim be arkadaş...
..

Devamını Oku
Erhan Saka

Bir bilsen bu insan neler yaşadı,
Yokluğa direndi, derde boyandı,
Ümitsiz bir aşka bile dayandı,
Gözümün yaşına bakma arkadaş.

Resimlere baksa neler anlatır,
Yüzüne gülene kanma aldatır,
..

Devamını Oku
Erhan Kaya

Yan gelip yatmayı,
Sokalarda mesken atmayı,
Ailem aynı yerde kalmayı,
Özledim be arkadaş.
Arkadaşlarla gezip tozmayı,
Güzel yemkeler tatmayı,
Sevdiğimle başbaşa kalmayı,
..

Devamını Oku
Semih Tek

Batıya kölemi oldun
Ondan gördüğüne uydun
Soyunupte çağdaş oldun
Bu ne acıdır arkadaş

Sinsi pılanlar kuruldu
Şerler hep hayra yoruldu
..

Devamını Oku
Uğurcan Çınar

Koş arkadaş koş, katıl bize,
Çıkar bu yol kutlu ülküye,
Adamın adamı değil davanın adamı,
Sözünün eri ol katıl bize.

Kalemin elinde, yazıyorsan,
Kitanın önünde, okuyorsan,
..

Devamını Oku
Mehmet Ali Çelik 2

Ayrılık,ölüm,hesap

Sev Arkadaş sev, neyi seversen sev
İster parayı, ister makamı, isterse dünyayı
Varsın senin olsun, hanı, köşkü, sarayı
Sevdiklerinden ayrılacaksın, unutma arkadaş

..

Devamını Oku
Taner Şahin

Sevdinmi tam seveceksin
Arkadaş
Gidiyorsada dilinde sitem
Olmayacak
Mutluluğuna sevineceksin
Arkadaş
Sevmişliğini gömerek kalbine
..

Devamını Oku
Müzeyyen Akçalı

Yüksekten uçanlara boyun eğme
Büyüdüm diyeni artık sevme,
Yanında alçalıp; kendini üzme
Eyvallah etme arkadaş erkek ol!

Nazım geçer diye küçülme,
Öksüzler gibi yanında süzülme,
..

Devamını Oku
Mahmut Kızıloğlu

Susan dil neye yarar bir organdan başka,
Kalp atar mı hiç düşmeden aşka,
Madem ki rab'bim vermiş bu kalemi bana,
Yazmazsam namerdim bil ki arkadaş...

Adeta dünyanın derdini sırtıma aldım
Feyzden bir deryaya daldım
..

Devamını Oku
Nezaket Toraman

Bir kere olsun arkadaş sen hiç
Dolu,dolu ağladın mı bir başkası için,
Düşündün mü sen nereye koştuğunu
Bir kere olsun arkadaş,
Yalnız kaldığında hıçkıra, hıçkıra ağladın mı
Hiç düş kurup düşündün mü
Kendine ne kötülük ettiğini,
..

Devamını Oku
Halife Bozbayır

OKU NASİHATLAR(4)

Fatihadan başla bakara oku!
O ne güzel hava ne güzel koku!
Harfi harekesi bizlere hakkı
Öğren kitabını, oku arkadaş!

..

Devamını Oku
Ali Gülsoy Göreleli

Sen yaşattın aşkın en güzelini
Sonra çekip gittin benden elini
Şimdi kim tutuyor saçın telini
Bıraktın ansızın gözüm arkada
Sensiz çok yalnızım kaldım ortada

Sana bir ben birde İstanbul küssün
..

Devamını Oku
Engin Kaya

Gittiğiniz bu yol kutlu mübarek
Bu yolda hem azim hem sabır gerek
Hakka yönelince beden ve yürek
Bizede dua et hacı arkadaş

Çok isterdim beytullahı görmeyi
Hacerül esvete yüzüm sürmeyi
..

Devamını Oku
Hasan Hüseyin Özak

Yağcılık ta değil ama bizim dairede şeflerle olsun, müdürle olsun aram pek iyidir. Geçenlerde Müdür Bey Defterdar Bey ile bir fotoğraf çektirmiş, her nasılsa ikisinin ortasında kaşla göz arasında bende çıkıvermişim, Müdür Bey bile fotoğrafı gördükten sonra farkına vardı.

Neyse, bizim dairede beni herkes sever ama bir yağcılık ve pintilik yakıştırması tutturdular, adımız pinti yalaka kaldı. Gerçi ben buna tutumluluk, daha doğrusu maddi hassasiyetlik, anti savurganlık diyorum ama milletin ağzı çuval değil ki büzesin.

Bizim dairede çeşme suları içilmez, herkesin masasının altında bir şişesi, damacanası, bidonu, sürahisi vardır. Benimde nacizane ve memurane bir şişem var ama kapağını kaybettiğimden beri bir türlü bir kapak alıp kapatamadım. Şefim her seferinde oğlum git şu bakkaldan bir kapak al dedikçe ne gereği var deyip kağıtlardan tıkaç yapmayı uygun buldum.

Bir gün arkadaşımın masasına çay beleşlenmeye, pardon çay içmeye gittiğimde şefim kızgınlıkla yanıma gelip elini cebine attı ve al dedi, sana kapak! ! ! Pintiliğin yüzünden geberip gideceksin! ! ! Bende kapak bulmanın azarlanmamı bastıran hazzıyla teşekkür ettim ve gömleğimin yaka cebine koydum. Kapak orada kaldı ve bana acı sürprizini yapıncaya kadar da unutturdu kendini.
..

Devamını Oku
Mustafa Sami

Sana geldim meyhaneci
Doldur kadehi yavaş yavaş
Bir sen kaldın arkadaş
Ne can kaldı, ne can yoldaş
Kadehlerden başka kalmadı arkadaş

Bir bekleyenim, bir sevenim vardı
..

Devamını Oku
Aliseydi Taşdemir



Eline bir fidan al
Sev onu arkadaş
Onunda segiye ihtiyacı var
Senin,benim gibi arkadaş

..

Devamını Oku
Emine Aldıç

Hoşçakal demek zor geliyor arkadaş
Sana veda etmekte
Biliyorsun hoşlanmam vedalardan
Ama ayrılma zamanı geldi
Veda etmesekte hoşçakal arkadaş...
..

Devamını Oku
Abdulkadir İlyas

Her gülen yüze bir dost umuduyla bakma sakın
Gerçek bir dost bulabildim sanıp kanma arkadaş
Bugün var yarın yok değilse sana senden yakın
Yanlış yolda yürüyorsun çık ve dönme arkadaş...

Hayat bu müşterektir gelir geçer yaşananlar
Dost değildir ki yoklukta sesi çıkmaz olanlar
..

Devamını Oku
Özer Sütçü

Umuda gem vuranların
Sevenleri ayıranların
Aşk dolu kalbi kıranların
Karşısındayım arkadaş

Aşkı kötü sayanların
Kahpeleri koruyanların
..

Devamını Oku
Şükran Beşışık

Bu sessizliğe kulak ver! Dile gelse ne söylerdi serviler? Bir çok ruhun anısıyla karşılaşacaksın- Madde ve ruhtan ibaret olan insanın, değirmenin derinliklerinde öğütüldüğünü göreceksiniz-Bedeniniz özenle porselen vazoya konulmuş bir çiçekken madde aleminde bir iskelet iskeletten kalmış birkaç kemikten ibaret.
Tezatlarla ekilmiş dünya… hasat zamanı ne topladın? Şimdi ne toplamaya,
Ne de görmeye mecâlin kalmış; Dil tutulmuş, taş kesilmiş- Bu sessizliğe kulak ver! Serviler dile gelse ne söyler?
Bedenin ruhuna mı hâkim olmuş? Yoksa ruhun bedenine mi hükmetmiş? Şimdi derinden bak:Depremler, kasırgalar benliğimizin en temiz değerlerini enkâza çevirmişken nede hızlı dönüyor değirmenler. Torbanda” ne var “diyor melekler, ışık evrenine yükselecek,aydınlık bir ruhmu sun? Yoksa, yerlerde sürünen sefil bir yaratık mısın? Hasat zamanı ne topladın torbana? Değirmenin derinliklerinde biçimlenmiş ruhlara bak! Işık evrenine yükselen ruh neden sen olmayasın? Ruhun bedeninle arkadaş: iyi arkadaş seni yüceltir. kötü arkadaş, bütün değerlerini yitirdir- Kanıtını mı görmek istiyorsun? Olgunlaşan meyveler in tadını duymak istiyorsak nasıl ki, güneş ve su gerekiyorsa, ruhumuzu da ışık evrenine yükseltecek bedendir yaptıklarıyla…
Ruhun bir gün çeşitli şekillerle sonsuzluğun ötesinde, servilerin sessizliğinde bedeni ile olan arkadaşlığına ya teşekkür, ya da lânet edecektir- Ruh seslendi bedenine: İçimde hem Cehennem, hem cennet gibisin- Gerçeğe teslim ol hiç bozulmadan! İnancı kaynağından içki,
Işık evrenine yükseleyim. Gözlerim yine servilere takıldı;
Değirmenin derinliklerinde sıraya girenler, torbalarındakileri nasıl şeytanın uydusu olmadan, kar kadar saf, temiz, değirmende nasıl öğütüleceğini sordular birbirlerine- Bir gün sıranın kendilerine geleceğini düşünerek…
..

Devamını Oku