Arkadaş insanın aynası olur
Eğriyi, doğruyu onunla bulur
Seçim yanlış ise ah edip durur
İş işten geçer, dizine vurur
Arkadaşına bakar, seni yargılar
Kime ne deme, dostu ırgalar
Sonra fayda etmez, inan sargılar
Yanındakine göre seni algılar
Kimi zaman arkadaş, şeref artırır
Yanın dostla dolar, çevre yaptırır
Ya da kendiyle beraber, seni batırır
Yalnızlığa mahkûm eder, bıktırır
Kendin ister altın ol, ister cevher
Yanındakine göre, verilir değer
Atasözlerine bak, hep bunu der
Hayat senin hayatın, kararını ver
Sağlam bir arkadaş, kardeş gibidir
Güç verir insana, çok samimidir
Dostluğu silinmez ve ebedidir
Haz verir çevresine,tatlı dillidir
Kayıt Tarihi : 24.6.2013 10:05:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
ARKADAŞ VE ARKADAŞLIK KAYNAKTAN DERYAYA LEBİDERYA ARKADAŞ VE ARKADAŞLIK Adam şehre gelişlerinde çok erken yola çıkıyor. Çarşıya geldiğinde de; bir kahvehaneye varıp, kahveci ile uzun uzun sohbet ediyordu. Kahveye müşteriler gelince de; "İşine mani olmamalıyım arkadaşım, bana müsaade." Diyor, oradan ayrılıyordu. Akşam köye döneceğinde yine o kahvehaneye uğruyor, müşterisi az ise; bir iki sohbet edip, vedalaşıyordu. Şehirde olsun, köyde olsun; fazla kimse ile böyle bir samimiyeti yoktu. Arada oğlunu da yanında götürdüğünden oğlu da babasının bu arkadaşını ve aralarındaki samimiyeti biliyordu. Bir gün babasına; "Baba bu kahveci ile o kadar can arkadaşsın ki; nedir bunun sırrı, bana da söyler misin? İleride arkadaş seçerken nelere dikkat etmeliyim? Bunu bana öğretirsen, hayatın yokuşları beni fazla yormayacaktır? " Diye sorunca... Babası oğlum hele şu semiz koyunu al bana getir; diye en semiz olan koyunu getirtir. Her yanı yüksek duvarlarla çevrili olan evin avlusunda; usulüne uygun şekilde koyunu keser ve etlerini ayırdıktan sonra, sakatatları çuvala doldurup, çuvalı da birkaç çuval içine daha koyar çuvalın ağzını sıkıca bağlar. Sağı solu güzel temizler, düzenledikten sonra; oğluna "Oğlum kavurmalık zamanı gelmişti. Onun için koyunu kestik. Etlerini ayırdık. Kalan parçaları da birkaç çuvala iç içe koyduk. Şimdi senden bir isteğim var; hemen çarşıya gideceksin. Kahveci amcana varacaksın, diyeceksin ki; babam seni acele olarak köye, evimize çağırıyor. Bir müşkülü varmış, ne olduğunu bana söylemedi, sadece seni acele olarak çağırmamı söyledi." Diyeceksin. Buyruğu alan delikanlı; Hemen yola çıkar ve şehre gelip doğruca kahvehaneye gider, kahveciyi bulur ve; "Amca babam çok acele olarak seni çağırdı, bir müşkülü varmış, ne olduğunu bana söylemdi, seni acele olarak çağırmamı söyledi." Der. Kahveci çırağa seslenerek; "Evladım benim önemli işim çıktı, ne zaman geleceğim belli olmaz. Buralar önce Allah’a, sonra sana emanet, kalın sağlıcakla." Diyerek, ceketini alıp kahvehaneden ayrılır. Handan at arabasını alır, hızla arkadaşının evine gelir. Arkadaşına; "Mahdunuzla haber yollamışın. Hemen geldim, nedir problem, sana nasıl yardımcı olabilirim? ". Diye sorar. Arkadaşı; "Ey arkadaşım elimden bir kaza çıktı, şeytana uydum, ben birini katlettim. İşte parçaları da bu çuvalda, biçareyim." Diye cevap verir. Kahveci; "Dert etme arkadaş, kazma kürek var mı? ." Arkadaşı; "Var arkadaş." Kahveci kazmayı alır avlunun yanındaki küçük bahçeyi kazmaya başlar, çukur açar. Çuvalı alıp o çukura koyar ve üstünü kapatır. Sonra küçük bahçenin tamamını kazar ve tırmıkla düzeltip maydanoz eker. Arkadaşına döner; "Bana müsaade var mı arkadaş." Diye seslenir. Arkadaşı; "Yok arkadaş sağ olasın." Der. Kahveci kahvesine geri döner gider. ... Aradan bir kaç ay geçer, Köylü adam oğluna; "Bak bugün seninle ne yapacağız. Sen dediklerimi yap." Der. Birlikte erkenden şehre giderler. Kahveci ile yine o her zamanki koyu sohbetini yapar. Oğlu dikkatle ve merakla babasını izlemektedir. Öğlen sonunda kahveye giderler. halbuki; hiç adeti değildir. Müşteri var iken pek gittiği görülmeyen kahveye, müşterinin en kalabalık olduğu anda gitmiştir. O ana kadar omzunda taşıdığı heybenin içinde bulunan taşları oğluyla birlikte kahvenin camlarına atmaya başlarlar. Kahvenin kırılmayan camı kalmamıştır. Kahvedeki bütün müşteriler sağa sola kaçışırlar. O ana kadar kahvenin bir köşesinde sessiz sedasız arkadaşının yaptıklarını izleyen kahveci; "Arkadaş; değil ki kahvenin camlarını kırmak, bu kahveyi yaksan, benim etimi paramparça etsen o maydanoz bahçesine bir daha kazma vurulmaz, onun için kendini fazla yorma." Der. Köylü adam, oğlu ve arkadaşı kırılan sandalyelerden bir kaçını toparlar otururlar. Köylü oğluna dönerek; -Arkadaş nedir? diye sordun ben de sana bu arkadaşlığın sırrını gösterdim. Yoksa benim can arkadaşım benim can yakmayacağımı bilmem mi? Ben kim birini katletmek kim? Oraya gömülü çuvalın içinde ne olduğunu bile bilmeden bize de kazma aldırmadan bütün bahçeyi düzenleyen arkadaşımın benim için niye "Can." Olduğunu anladın mı evladım...

Güç verir insana, çok samimidir
Dostluğu silinmez ve ebedidir
Haz verir çevresine,tatlı dillidir
ÇOK GÜZELDİ ARKADAŞIM KUTLUYORUM YÜREĞİNE SAĞLIK SAYGILARIMLA 10+
Arkadaşına bakar, seni yargılar
Kime ne deme, dostu ırgalar
Sonra fayda etmez, inan sargılar
Yanındakine göre seni algılar
Kimi zaman arkadaş, şeref artırır
Yanın dostla dolar, çevre yaptırır
Ya da kendiyle beraber, seni batırır
Yalnızlığa mahkûm eder, bıktırır
Kendin ister altın ol, ister cevher
Yanındakine göre, verilir değer
Atasözlerine bak, hep bunu der
Hayat senin hayatın, kararını ver
Değerli dost,
Başarılı ve anlamlı çalışmanızı severek okudum....yürekten alkışlıyorum....
Başarınızın devamını diliyorum.
Kaleminiz tükenmez olsun...
Sevgi saygı sizedir...
hele böyle yürekten olursa
Keyifle okudum
yüreğinize sağlık tebrikler Muhammed bey.
Sevgi ve selamlarimla.
TÜM YORUMLAR (8)