Kırlangıçlar ve fareler,
Dört yanımı kemirgenler sardı,
Beynim kulağımdan kaçmaya çabalıyor,
Kurtarın nidaları.
İnsanlar mı fareler?
Hâlâ bazı hatıralar,
Zihnimin en ücra köşesinde saklanıyor.
Hâlâ küçük muzip şakalar...
Hâlâ en gizli mısralarım,
Ortaya çıkmak için can atıyor.
Mazlumun ahını aldı serseri.
Paris'e selam gönderin,
Kasketi küpesini saklar.
Rayda lokomotif,
Paris'e koşar,
Bir sitemim var,
Turna uçuyor yukarıda,
Yalnızca ben görüyorum,
Göklerde hissediyorum.
Orda bir turna yok,
Yaralısın yavrum,
Elin kanıyor,
Korkma,kaçmam ıraklara.
Sinemde hissetmezsem çilek kokunu,
Bırak,akmasın saat.
Akşam vakti su kuyusunda,
Yaralısın yavrum,
Elin kanıyor,
Korkma,geçer zamanla.
Hâlâ mı soluk tenin?
Hâlâ mı ürkek bakışlar?
Yaralısın yavrum,
Elin kanıyor,
Korkma,perestiş aramızda.
Son noktayı koyalım artık,
Yanımda değil,içimdesin.
Bu tutkulu bakışların beni derinden yaraladı,
Belkide ben kördüm.
Düşünüyordumda sanki bakışların;
Rıhtımda konaklayan bir köşk ve yahut o köşkteki bir deniz meleği gibi.
Beni sana bağlayan yalnızca bakışların değildi.
-Her parçan güzelken nasıl gözlerine takılı kalayım.-
Resmine rastladım bugün,
Âlim şairin dizesi,
Muhterisin aşk mektubu,
Fırçasına hakim ressamın,portresi gibiydi.
Resmine rastladım bugün,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!