Alelade hey,
kabartın göğüsleri;
Mümkünse iyi şeylerden oldukça uzağa,
duydun mu?
Harikulade fotoğrafların, cadım,
rutubetin, yeni evren algılarım, uzlaşalım.
Öbür dünya nerededir?
Kaçışan şiirler, yeni moda düello
Yontamazsın ya beni öyle: korku
Üzerine kurduk korkuluklarımızı...
Örme sepetlerde acayip gül yaprakları nereden?
O biçim evlerde doğal fahişem,
Gülümse!
Öyle bir korku var içimde ölmek.
Heyecan veriyor,
sarhoş atlarla doludizgin, uçalım...
Öldürürüm sizi, öldürürüm inanın.
Fena halde utanarak,
şarap lekeleriyle, çok kadın aşklar, onlar
bunu bilmiyorlar.
Hiç yoktan batarken gün
acıklıdır eskiden.
Organları ellerinde, sallıyorlar
çoğu tanıdık.
Aklımda emzirdiğim kadınlar ağlıyor;
Kötü makyajlarıyla pislikten
Kopya çekerek...
Affetseniz ya aynalara
Rujdan not yazanlar
Totem huzurunda cesedim var alsanıza
Bir Virginia daha yak yağmur güzel.
Çoktan unutulmuş ölüm orucundayım şimdi.
Yokuş yukarı bir aşkta olduğu gibi
Deklanşöre basan bir yığın işaret parmağı gibi
Kendi adaletini ısıran, koparan;
Hiç af dilemeyen...
Olur mu?
Mustafa Necati YıldırımKayıt Tarihi : 14.4.2020 04:35:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!