Toprak temizler aşk yar eyler
Bedenimizde biriken o kirli bakışları
Kemikleşen kinler düşer zalim yüreklere
Bakır bakraçtan akardı serap yağmurları
Tutsaklığa başkaldıran o çöl çiçeklerine.
Utanmaz arzuları savurur çölün sıcak yüzü
Bana dünya ' yı sorma sakın...!
Çünkü ben ; onunla dönmüyorum...
Bana insanları sorma sakın...!
Çünkü ben ; onlardan uzak yaşıyorum...
Bana kendimi sorma sakın...!
Çünkü ben ; kendimi sende arıyorum...
Devamını Oku
Çünkü ben ; onunla dönmüyorum...
Bana insanları sorma sakın...!
Çünkü ben ; onlardan uzak yaşıyorum...
Bana kendimi sorma sakın...!
Çünkü ben ; kendimi sende arıyorum...
güzel bir çalışma.hikayesi ayrı bir emek. ne yazık ki insanlık tarihinde dini yada sosyal mevzularda akıl almaz işler oluyor. bu da dinsel bir vakıa olarak dini tarihimiza geçmiş acı bir olay.saygılar
HİKAYESİYLE BİRLİKTE ÇOK ANLAMLI BİR ŞİİRDİ. YARADAN BİZİ DE ARINMIŞLARDAN EYLESİN DİLERİM. TAM PUANLA, GÖNÜLDEN KUTLUYORUM EMEĞİNİZİ...ESEN KALIN...
Naime ÖZEREN
DUYARLI, TARİHE IŞIK TUTAN VE ŞAİR GÖZÜNÜN UÇSUZ BAKIŞI...
SAYIN YILMAZ, HER İKİ ŞİİR İÇİNDE KUTLARIM. SAYGILAR
Kerbela’ya Ağıt
Hasan ilse Hüseyin dizlerinde oturur
Muaviye sinsice tuzaklar kurur
Yezit de babasının izinde yürür
Resul kalk gidelim Kerbela’ya doğru…
Fırat kenarında etrafları sarılmış
Yezit kılıç çekmiş üzerine yürümüş
Hüseyin yiğitçe namertlere direnmiş
Ali’m kalk gidelim Hüseyne doğru…
Kerbela’da susuz kalmış mazlumlar
Oluk oluk kana susamış çöller
Yanan yüreği soğutmaz hüzünlü yeller
Fatma’m kalk gidelim Ehlibeyt’e doğru…
Su diye iniler Kerbela’daki canlar
Oklara hedef olur Celal Abbas’lar
Zöhre’m için için ağıtlar yakar
Düldül kalk şaha Fırat’a doğru…
İbrahim MUTLU
Ehlibeyti bilen kaç kişi var... Müslümanlığı bilen kaç kişi... İlk müsliman olanlar bilen kaç kişi var... Muharrem Ayı'nın orucunun anlamını bilen kaç kişi bulunmakta... Ehlibeyt denince akla ne gelir?
Bugün camilere muaviyenin ismini veren müslümanlıktan ne beklenir? Düşünmek gerekmez mi?
Hz. Muhammed ölüm döşeğindeyken Hilafet derdine düşen ve Hz. Muhammed kendisinden sonra kimin önderlik yapacağını söylerken, kimler O'na, yani bir peygambere delirmş, ne dediğini bilmiyor demiştir... Bunu da düşünmek gerek...
HzMuhammed ölmeden önce bir hurmalığının kızı Fatıma'ya bıraktığını vasiyet ettiğinde, kim kızlara mal verilmez demiştir... Bunu da düşünmek gerek...
Arınmak... İnsanın önce kendinden... Yüreğinden... Düşüncesinden asınması gerekir ki insan olduğunuanlayarak bütün canlılara eşit davransın...
Kısacası şimiki tarikatların yönlendirdiği müslümanlık ile Hz. Muhammed'in yaydığı müslümanlığın arasındaki farkı da irdeleyerek düşünmek gerek...
Çok şeyleri düşünmek gerek... Haz. Muhammedi öldürmek isteyen Ebusüfyan kimdir? Hz. Ali'nin katledilmesini gerçekleştiren Ebusüfyan'ın oğlu Muaviye kimdir? Kerbela katliamını gerçekleştiren Muaviye'nin oğlu Yezid kimdir?
Kimdir Hz.Muhammed'in ailesini katleden aileler... Ve bunların yaydığı sözde müslümanlığı uygulayan kimdir...
Vel hasıl üstadım... Çok şeylerin düşünülmesi gerekir... Yazılacak da çok şeyler vardır aslında... Ne buraya ne de yürekler sığar yazılacaklar... Düşünceler... Bu güzel yazınızı ve şiirinizi canı-ı gönülden kutlarım... Saygılarımla...
Üç büyük şahsiyeti onere eden yüreğiniz dilerim hiç üzüntü görmez. Duygulu, anlaml ve değerli bir eser. TEBRİKLER
teşekkürler teşekkürler teşekkürler..bilgiler içinde ayrıca müteşekkirim efendim..saygılar
Duyarlı kalemi kutlarım.
Saygımla
muhteşem olmuş.emeğinizi ve kaleminizi kutluyorum.yüreğinize sağlık...
müzehher
toprak temizler aşk yar eyler
bedenimizde biriken o kirli bakışları
kemikleşen kinler düşer zalim yüreklere
bakır bakraçtan akardı serap yağmurları
tutsaklığa başkaldıran o çöl çiçeklerine.
utanmaz arzuları savurur çölün sıcak yüzü
vahanın bereketini biliyordu kalbi açık adam
Cehennemi söndürür bağrını açıp bir baksam
aşk için canını ortaya koyan
bir hançerdi sırtında hatırası olan
son arzusu o sevgiliye kavuşmaktı
kavuşurken kanayan güllerine baktı.
düştü toprağa kanı alnındaki akıyla
yüzünü öpen güneşi okşadı aşk
biran sabah ezanları sustu Küfede
bir tohumdu zamanla büyüdü sevdamız
söndürüverdi zulmeti
kızıl bir goncada cevval aşkımız.
sevdam,ah hüzünlü sevdam;
içimi kemiren burguydu onlardan yana
hiç bir zaman hiç bir hatıra
bu kadar içimi kanatmadı asırlarca
aşkı nefsinden üstün tutan adam onurluydu
gözlerinde güneş
yereğinde ay doğuyordu.
kimdi onun çiçeklerini ezen
kimdi o ayakların laneti üstüne gelen
zehirli baldıranlardır zalimleri yad etmek şimdi
canımdan çok sevmedikçe arınmak yok bana
hangi meyvenin tadı onlardan daha tatlıydı
hangi gecenin sabahı ölümden daha anlamlıydı
onlar gönüllerin yaren kapısı
aşkımızın hep baş tacı.
ey bu dünyanın mazlum bakışlı insanları
söyleyin Allah aşkına
bu alemde hangi güneş daha kızıl battı
kerbela akşamlarından başka.
DEĞERLİ HOCAM GEREK ŞİİR GEREK DE HİKAYESİ BÖLÜMÜ TEK KELİME İLE MUHTEŞEMDİ. EMEĞİNİZE YÜREĞİNİZE KALEMİNİZE SAĞLIK. GÖNÜL DOLUSU ALKIŞLARIMLA. SELAM VE SAYGILAR...
'ey bu dünyanın mazlum bakışlı insanları
söyleyin Allah aşkına
bu alemde hangi güneş daha kızıl battı
kerbela akşamlarından başka. '
ve sayısız kandelen çiçekler açtı
bir yanı yaralı
üç yanı hüzün
duyarlı yüreğinizi kutluyorum.
Bu şiir ile ilgili 105 tane yorum bulunmakta