Arif Vahdet Osmanoğlu, hayatına gözlerini açtığında bir küçük darı ambarında bir biri ardına peşi sıra koşan tavukları görmüş, horozun varlığının olmadığı bir darı ambarının tavukların cenneti olabileceği görüşünü benimsemiştir. Bu görüş üzerine şiirlerini daha bebekken şekillendiren şair, ilk şiiri Aç Tavukla Berduş Kaval, post modern bir düşünce akımında yazılan ve dünya devletlerinin kaotik yeni dünya düzeni içerisindeki buhranlarını ütopik bir şekilde ele alan ilk ve tek şiirdir. Şair o şiirinden beri kendini hiç geliştirememiş olduğu eleştirilerine, 'zirveye ulaştığınızda daha yukarısı yoktur' diye karşılık vermiş ve bu günümüz edebiyat kitaplarında üzerine sayfalarca konuşulan, insanların birbirine her fırsatını bulduğunda havalı görünmek için yapıştırdığı bir laf olmasa da, yine de fena bir laf değildir.
Eserleri
Aç Tavukla Berduş Kaval, Sensiz Kalede Bale Yaptım, Yukarı Köyün Muzları, Salkım Hanım'ın Eniştesi vs.
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Arif Vahdet ile tanıştıktan sonra hayatım değişti. Eskiden kendi halinde efendi bir delikanlıyken şimdi bali çekiyorum.
Olağanüstü bir şair gerçekten. Helal olsun düşüncelerini bu kadar net ve korkusuz ifade edebiliyor.