Hani senden evvel gelenler,
Dağı taşı soluksuz biçenler,
Omzunda sıla hasreti çekenler,
Binler yaşayıp bir gün için ölenler?
Boyluydun uzunca
Çıt çıkmazdı kızınca
Yaraların azınca
Sen Hakk’a yürüdün.
Tekerli ata binerdin
Dört bir yana dönerdin
Uğrun uğrun gülerdin
Sen Hakk’a yürüdün.
Uğraştın bahçe, tarla, çapa
Irgatlık düven yaba
Koydular tahta kaba
Sen Hakk’a yürüdün.
Kısa ömür yürüdün
Kanser dediler eridin
Altı ayda çürüdün
Sen Hakk’a yürüdün.
Zanğı köyünde karlı bir dağıdın
Kalanların yaksın senin ağıdın
Kâh atlı kâh yayan yürüdün
Hakkını helal et sen Hakk’a yürüdün.
Bağın aralığından görünürdün
Soğuk kuyu lastiğinen yürürdün
Hezan dağı gibi gürüdün
Hakkını helal et sen Hakk’a yürüdün.
Evinizin tahta kapıları kilitsiz
Hekimlerde kanser dedi umutsuz
Bilemedik ateş miydi yoksa buz?
Hakkını helal et sen Hakk’a yürüdün.
Salacana varıp da tutmuyor eller
Garalmış ocağı tütmüyor derler
Ağlar ardından Hezan dağı dipsiz göller
Hakkını helal sen Hakk’a yürüdün.
Evini yaptılar çamın altına
Lafların kaldı bize hatıra
Ettiğimiz kusurları vurma satıra
Hakkını helal et sen Hakk’a yürüdün.
Yalan dünyada gülmedi yüzün
Essah dünyada solmasın tenin
Durmasın yörüsün gemin
Hakkını helal et sen Hakk’a yürüdün.
Kayıt Tarihi : 21.11.2023 23:44:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!