Bir Buket Yasemin
Kafamı kaldırdım ve şöyle sağıma soluma baktım. Çok garip. Nasıl geldimki ben buraya? Tuhaf. Ah! Başım. Ne oldu bana böyle? Her neyse en azından etrafa bakınayım. Belki gözüme tanıdık gelen birşey olabilir.
Burası ne kadar güzel bir yer. Daha önce hiç görmemiştim ama beni buraya kim getirdi? Düşünmeliyim. Başım! Sanki kafa tasımın içerisinde bir savaş var. Susadım, en azından ilerdeki şelaleden biraz su içeyim...
Oh! İyi geldi bu su bana. Ben burayı bir yerden çıkartıcağım ama neresi?
Biz karşıdan bakıldığında o kadar güzel duruyorduk ki,
Bu yüzden hiç başlayamadık.
Biz o kadar çok korkuyorduk ki birbirimizden;
Birbirimizi üzmemek için hep kendimizi üzdük..
Aslında biz, belkide biteceği korkusunu yaşadığımız için başlamadık,
Başlayamadık..
Belkide düşündüğün gibi zıt karakterlerdik biz.
Mesela sen diş macununun en sonundan kullanmaya başlarken ben direk ortasına basıyorumdur.
Ya da sen, seni anlatan baskın şarkılar dinlemeyi seçerken ben daha ruhumu dinlendiren şarkılar dinlemeyi tercih ediyorumdur.
Kim bilir sen insanlardan duygularını saklamayı uygun buluyorsundur, ama ben duygularımı direk söylemeyi tercih ediyorumdur.
Örneğin sen üçüncü kişilerin görüşlerine önem veriyorken, ben ikiden fazla başka bir nefesi bile önemsemiyorumdur sen varken.
Ama bildiğim ve emin olduğum tek bir şey var;
Ne farkımız kaldı onlardan? Bizde yaşam mücadelesi verdiğimiz bu yolda sürünmüyormuyuz aslında? Ya yaşadıklarımız bu hale getiriyor bizi, ya da yaşayamadıklarımız. Belki onlar bizden daha şanslılar. Onların tek bir amacı var; Hayatta kalabilmek. Peki bizim? Bir sabah kalktığımızda bugün yaşamak istiyorum diyoruz da yaşayamıyoruz, Ya da bir sabah kalktığımızda da her şey bitsin dediğimizde planlar yapıp içimizde umut besliyoruz. Biz daha dengesiziz. Onların hem cinsleri dışında ki herkes düşmanlarıdır. Bizim dostumuz kim, sevgilimiz kim, düşmanımız kim belli değil. Aslında onlar gibi olmak lazım. Birgün güzel bir papatyaya tutulup akşama kadar onu koklamak, diğer gün bir yıldızı izleyerek hayal kurmak tüm gece. En iyisi solucan olmak lazım bu dünyada. Oturup tüm gece hayal kurmak ve sadece hayatta kalmayı amaçlamak. Ne de olsa kovalayan bir yaşam olmayacak. Kovalayacağımız bir hayal dışında tabi.
Arif Çiçek
04.06.2010 / 00.51
Sıradan bir şekilde hayatını sürdürürken birgün beklemediği birşey olur ya hani insana. Mesela, her zaman geçtiğin kuyumcunun önünden geçiyorsun ve ilk defa birşey fark ediyorsun. Camekanda duran tektaş o kadar güzel geliyor ki gözüne.. Sahip olmak istiyorsun, benim olsun diyorsun. Ama elini cebine bir atıyorsunki onu alıcak paran yok.O an aklına onu çalmak düşüncesi geliyor. Sahip olmak için çalmak fikri..
Düşünüyorsun.. Düşünüyorsun..
Ya sahip olmak için paranın olmasını bekliceksin, ya da onu çalıp sahip olucaksın.
İşte böyle bir ruh hali.. İki arada, bir çıkmazda kalmak..
Arif Çiçek
18.03.2011
Uzun süre oldu sanırım ceketimin o iç tarafına sakladığım kalemimi çıkarmayalı. Her defasında kalemimin ucu köreldi, ucu bitti diyerek kaçdığım bu anlardan şimdi yine yüz yüze kaldım. Bu sefer uzatılan kalemtraşta sanki farklı bir tat vardı. Bu bildiğim bir kokuydu. Bu duygularımın gevrek kokusuydu sanki...
Günlerden bir gün tam bitti, herşey buraya kadarmış dediğim anda buldum uzattığın kalemtaşı. Kendimi o kadar kaptırmışım ki Êle, kendi ellerimden vaz geçmişim. Kendimi 24 saat çalıştırıldığım bir kuyunun dibinde buldum bir sabah gözümü açtığımda. Sonra tekrar gözümü kapatıp aynı yolu mekik dokuyarak devam ettiğim bir an yukarıdan bana doğru fırlattığın kalemtraş uyandırdı derinlerden. Kalemtraşı görünce aklıma iç cebimdeki kalemim gelmişti nedense. Açmayı denedim açamadım. Açmam için aklımı doğru anda kullanmalıydım. Düşündüm.. Düşündüm.. ve buldum sonunda. Meğerse o kalemtraşın içerisinde sıkıştırılmış ufak bir not varmış. Aldım notu okudum. Sonra kalemimi açtım ve bu sefer işimi sağlama alarak sivri uçlu yaptım. Uzun zamandan sonra ilk, o gönderdiği notun arkasına kısa bir yazı yazıp ona geri vermek için sakladım notu. Kalemi çıkarmıştım artık, Geri dönüşü olmadan yazıcağım anları bekliyorum. Kalemtraşım bana hiç vazgeçmemem gerektiğini ve yazmak için kalemi doğru anda tutmamı sağladı.
Ama dedim ya kalemi o ilk açtığımdaki duygularımın gevrek kokusu hala gitmedi...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!