Bastığın yerler bile ne yüksekçe bir yerdi.
Ayağının altına Mevla, Cenneti serdi.
Ayaklarının altı nur Cennet’e iltifat.
Sevdanın özü sensin, değişmeyen hakikat.
Çiğnediğin topraklar, bilsen ki ne bahtiyar,
Koca ceviz ağacı,kimlere sırdaş idin?
Çiçek açtın,bar oldun,dışın yeşil,yaş idin
Soyuldun,için çıktı,kupkuru bir taş idin
İçinin içi çıktı,ve eşsiz bir aş idin
Canlı ağaç büyüyor,şu cansız topraklarda
O eski parlaklığıyla tan yeri ağarmıyor
Bak gökkuşağı da artık kubbene dolanmıyor
Neden yok müezzinlerin namaza çağırmıyor
Sen İstanbul a sembolsün tarihten günümüze
Beş yüz küsür sene sonra nasıl olursun müze
hayat çizgim uzadı
buraya kadar geldi
uzayıp giden çizgim
her santimde inceldi
çizgi artık çok silik
Yine akşam oldu, ben sensizim.
Sensiz ve kimsesizim.
Ağlıyorum.
Ağlamak güzeldir derdin ya,
İşte ağlıyorum.
Hiç susmadan, utanmadan, korkmadan.
biliyormusun,ben senden önce öleceğim
arkamda ne bıraktım,hep merak edeceğim
arkamdan ağlayacak,üç-beş kişiden birisin
sevgi bir tarikatsa,bilki onun pirisin
söyle kardeşlerime,boşa ağlamasınlar
Kaçıyorum bu fani diyardan bağışla beni ana
Sığdı kalbine tüm sevgiler ben sığamadım dünyana
Anamsın kızamıyorum isyan edemiyorum sana
Sana kızmaya hakkım yok ama buruğum anlasana
Ay dolanır gelir de, bulut gizlerya onu.
Öyle bir buluttur ki ne başı var, ne sonu.
Bulut gider Ay, döner arkası gelmek bilmez.
Ne kadar büyük olsa, Ay'ı gökten silemez.
Yeniden çıkarda Ay, bakarya kasılarak.
Kalk artık yatağından,artık silkinmelisin
Sen bana merhametin uzanan tek elisin
Kah oğlun azarladı,kah o sevgili karın
Dışa vurmadı bazen kalpte kaldı efkarın
Zayıflamış bir beden,altmış sekiz yaşında
Mutluluk sarmaşık gibi günlerine örülsün.
öyle mutlu olki yavrum semalardan görülsün.
solmasın sakın gençliğin yeni açan bir gülsün.
gülü kıskandıran yüzün ömür boyu hep gülsün.
sen güzel bir melek yüzsün ben üstünde örgünüm.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!