Ariel (Sylvia Plath) Şiiri - İsmail Aksoy

İsmail Aksoy
1898

ŞİİR


17

TAKİPÇİ

Ariel (Sylvia Plath)

Durur karanlıkta.
Sonra maddesiz mavi
Boşalır kayalıktan ve uzaklardan.

Dişi aslanı Tanrı’nın,
Nasıl da birlikte büyüdük,
Topukların ve dizlerin ekseni! – Alında kırışıklık

Böler ve geçer, gerdandaki
Ele geçiremediğim
Kahverengi kavisin bacısıdır,

Zenci gözü
Böğürtlenler fırlatır
Kara kancaları-

Siyah şirin kan ağız dolusu,
Gölgeler.
Başka bir şey

Çeker havada beni –
Kalçalar, saçlar;
Kar taneleri topuklarımdan.

Beyaz
Godiva, giyinirim –
Ölü elleri, ölü terbiyeleri.

Ve şimdi ben
Köpürürüm buğdaya, denizlerin bir ışıltısına.
O çocuk çığlığı

Erir duvarda.
Ve ben
Okum.

Uçan kırağı
Canına kasdeden, gezintilerde
kaçışan kırmızıyla eş

Göz, sabahın kazanı.

Sylvia Plath (1932-1963, ABD)
Çeviren: İsmail Haydar Aksoy

İsmail Aksoy
Kayıt Tarihi : 23.8.2007 11:46:00
Hikayesi:


Ariel by Sylvia Plath Stasis in darkness. Then the substanceless blue Pour of tor and distances. God's lioness, How one we grow, Pivot of heels and knees! - The furrow Splits and passes, sister to The brown arc Of the neck I cannot catch, Nigger-eye Berries cast dark Hooks - Black sweet blood mouthfuls, Shadows. Something else Hauls methrough air - Thighs, hair; Flakes from my heels. White Godiva, I unpeel - Dead hands, dead stringencies. And now I Foam to wheat, a glitter of seas. The child's cry Melts in the wall. And I Am the arrow, The dew that flies Suicidal, at one with the drive Into the red Eye, the cauldron of morning.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

İsmail Aksoy