öncesi belki,
sonrası keşke bir hayat
öfkelenmedim bile
bir taş yumağı
ağır misafir gibi
öylece sol köşemde
sen daha hafiftin hani
Erik çiçek açmış da bahçenin kıyısında
Sen ona hiç bakmadan geçmişsen oracıktan
Leylek dansa durmuş da bacanın tepesinde
O baharlım laklakını durup dinlememişsen
Şakır şakır bir tren bir gece köprüsünden
Islıkla dalmamışsan gurbet türkülerine
Devamını Oku
Sen ona hiç bakmadan geçmişsen oracıktan
Leylek dansa durmuş da bacanın tepesinde
O baharlım laklakını durup dinlememişsen
Şakır şakır bir tren bir gece köprüsünden
Islıkla dalmamışsan gurbet türkülerine
HARİKA BİR ŞİİR..............YÜREĞİNİZE SAĞLIK.........
şiiriniz geçekten çok güzel.yüeğinize sağlık.bir acı ancak böyle anlatılır.ayrılık...
tebrik ederim çok güzel bi şiir başarılar
Sayın Ersoy,
Şiirleriniz hoş tatlarla okunuyor. Bahar rüzgarının taşıdığı kokular gibi.
Ayşe Yarman Öztekin
6 puan verdim ve listeme aldım.
diğer arkadaşlarında yazdığı gibi yazacak birşey bırakmamışsın kardeşim herkesin iç dünyasını almış oraya aktarmışsın demekki hepimiz birbirimizin aynısıyız
sonsöz gerçekten üflemişsin.söndürdün bizi
Şiir okudum,gerçekten Şiir okudum...Saklamalı bi köşeye bu satırları...
Güzel akıcı bir şiirdi, tebriklerimle...
Mavi 315 -ışığın filmi yaktığı an-
ışığın filmi yaktığı yerde dondu
zamanın yasak anı
aslı karanlık görüntünün
duyguyular nerde saklı
flaşın patladığı an
anılaştı zaman
her fotoğraf yalan
yayılan dudaklardı makinayı kandıran
ya geçmişe gidildi
ya dönüldü anılardan
ürkmüş günahlardı kişiliksiz saklanan
makinanın göremediğiydi o an
asıl yaşanan
bir ömürdü aslında flaşın patladığı an
hem yaşanmış
hem de yaşanacak olan
ne farkı var
başucumuzdaki mezar taşından
ışığın filmi yaktığı andı asıl yaşanan
kısa mıydı
uzun muydu
renkli miydi
renksiz miydi
ömr-ü yaşamdan
bir kefenlik bezmi yalan olmayan
kefen siyah da olsa ses çıkmaz kadavradan
neydi aslolan
neydi beklediğimiz dünyadan
kaç kareyi doldurur anılarda kalan
aşk mıydı
sevgi miydi
sevda mıydı aslolan
mecnun muydu mecnun’dan geriye kalan
yalan
hadi yalanı çıkarsana makinadan
bir hiçben di içimizde yuvalanan
ben-cin ben-cil ben-hiç
doğmayan ve doymayan
ışığın filmi yaktığı andı bütün yaşanan
boş kağıtla geçilir miydi sınavdan sırattan
neyi anlayabiliriz ki hiçi anlamadan
hiç
kutsal armağan
yaşamı yalanı fotoğraflayandan
ışığın filmi yaktığı an
bütün yaşanan
yalancı armağan
rahim’den rahman’dan
ihsan arı 13.5.2005
.......................................
anlamaktan öte şiirinizi yaşadım...onlarca an resmi düştü gönlüme güz çürüğü...bağrıma bastığım her taşın altın binlerce kızılkıvrım gelincik kırmızısı...
teşekkür ederim.
Bu şiir ile ilgili 9 tane yorum bulunmakta