Unuturum sanma.
doğa ananın huzurundan kovulmuş mevsim gibi kaplıyor havayı
bıraktığın sızı.
Veysel’in gözlerinden bakarken sana
acılarına kadar gördüm
ki,
seni sızlıyor tenim
bildiğin gibi değil..
Araf’tan ötedeyim.
bilmem sanma.
gözleri yağmurlu bir kadın,
yeni yetme teninde saçları ağarmış bir kıyıymış..
kanına düğüm atılmış
kara bir tren sesiymiş şehir sen giderken
kemanın sofrasında rakı,
dilinden düşen hüzünbaz bir notaymış ıslığı.
Ahh şehir
dallarında efkâr doğan
bahçedenki o ağacı sarhoş eden ben değilim.
ben değilim göğünden yıldız,
denizinden tuz çalan..
bak!
su ateşi zehirledi
ki,
ateş deli miydi
ölüme, sevdiğinin elinde bile bile selam verdi.
deme birşey şehir,
kıyama bana..
kayboluyorum inkârın kollarında
inanmak diyor;
piç gibi bıraktın ellerimi
sende mutlu olama!
sevemediğimsin sen şehir
o yokken
acılarımın saçlarını yalandan da olsa okşama
kırılgandır uçları hâlâ
ve bil diye şehir
kahrol diye
hüznü iyi ağırladığımdan beri,
et’im kemiklerimin mezar yeri.
Kayıt Tarihi : 17.3.2010 19:04:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

kahrol diye
hüznü iyi ağırladığımdan beri,
et’im kemiklerimin mezar yeri.
Mükemmel dizeler okudum,teşekkürler.
Okumak şairlikten
Yazarken okumak, okuyarak yazmak
Ağıtla lirizm karışık geldi bana
"seni sızlıyor tenim"
ve
"hüznü iyi ağırladığımdan beri,
et’im kemiklerimin mezar yeri."
ve de analitik düşünceler şiiri bir birinden koparıp
farklı bütünlemiş
bildiğin gibi değil..
Araf’tan ötedeyim.
Ne güzel söylemiş..
Tebrikler...
TÜM YORUMLAR (8)