Ardım sıra gelmeler Şiiri - Kenan Faik

Kenan Faik
159

ŞİİR


5

TAKİPÇİ

Ardım sıra gelmeler

Yüreğime parçalanıyor seslerin dur duraksızlığı
Yıllar süren uykusuzlukların tozuyuşlarında
Sanki sorguları makul
Ama neden olduğu meçhul…

Aksayan bir kelimeye takılıyor aklım
Beynimde korkunç birikmeler
Her yenilgiye yeni baştan çemkirmeler
Ama ne
Ne bu içimdeki can evimden çürümeler
Ne bu feryat figan sevişsiz hengameler…

Aslında meçhuliyeti yok hiçbir şeyin…
Çatlayan bir tohumun ne olduğunu sorgulamadığı bir uyanış
Gülümseme kadar doğal
Ya da öfke kadar maval…
Belirsizliğin tonlarına sarılı bir sarmalın infilakları sanki
Zamana bırakılmış tüm bu zalim uğultular…

Hepsi bir döngü
Belki de ergen yaşamından artıklar
Yırtılmış karelerin şaşkınca bıraktığı tüm bu tortular
Modası geçmiş deyimler gibi
Bir
Ya da onlarca yılın fotoğraflarından…

Çıksam…
Geceme bırakıp şehri
Sokakları bir çırpıda silip kafamdan…
Bir parça devrilişler
Ve bir parça ayak sesleri
Sessizce gelen ölümlere kanıp…
Çıksam…
Geceme çökmüşken karanlıklara aldanıp
Çıksam bu yarıklarından bağrımın…

Sonra denizleri okşasam dalıp dalgalara
Çıplak ayaklarımda serinlik
Aşk kırıntılarında bezginlik
Kara bir merhem yapsa şifacı bana
Kırık bir şişenin içine birikmiş yağmuru döksem ardından
Kanayan ellerime
Seğirse içime öylece
Sessizlik…

Ve yine usulca uzaklaşsam oralardan…
Çıksam…
Bir kez daha aldanmadan şehirlerin lanetine…
Ürkekliğimi koltuklarımın altında gizleyip
Tüm pisliklerimi alıp gitsem…
Kaynar suların karışmasını bekleyerek vakte
Bir nehre dökmenin kızışlarında
Zedelenmiş tüm çoraklıklarıma boca etsem kaşıntılarımı…
Abandığım hayata lanet ederek
Yeni bir dikensiz patika arayışlarına çıksam
Çıksam…
Belki bulurum ümidiyle yollara yeniden
Muştusuna kanıp ağaçların…

Sana çatarcasına anlatsam yeryüzünü
İçimden koparttığım tüm çatallıkları
Göğün kınından çıkardığım tüm yıldırımları
Korkan bir atın irkilerek kişneyişlerine meze ederek
Döksem artık
Sarınmak istemediğim tüm isli yüzlerimi
Çatarcasına bıraksam sana içimdeki
Tüm böğürmelerimi
Cehenneme bırakmasam tek
Bedenimi
Erkenden kalkışarak…

Benliğime sarılı tüm zehirli dikenlerime direnip
Hiç değilse
Kurtlanmış bir ağacın feryatlarında
Öylece doldursam avuçlarıma tevbelerimi…
Yabanca bir yöneliş bile olsa
Titreyen serinliklerimin boğuluşlarında…

Tuhaf bir ardım sıra gelmelerine taktım bu sıra
Ama ne sesini duyduğum
Ne yüzünü gördüğüm mazinin…
Geç bir farkında oluşun erken bir gafletine
Bin küsur yıl bir muzdariplik ekilmişken hem de
Zemherilerden muzdarip üreğime…
Yanık bırakılmış safsataların tütsülerine
Bir dehliz arıyorum
Çırpınışlarıma bir ümit
Kaybolup gecelerime…

Saçları çileden beyazlamış bir köye varıp
Batmanlarla acılara kaldırsam
Tüm tozumalarını baharların…
Sessizce durulup nihayetinde
Yağmurların sağanaklarına bırakıp tenimi
Usulca çeksem içime seherlerini ötelerin…
Gözlerime çiseleyen yıldızlara
Kıyısına vuran dalgalara ses çıkarmaya
Yeltenmese ellerim…
Bırak
Diri bir gözeye imrenip
Çıksın içime deşilen mahmurlukları tembelliklerimin…
Yoksa
Çıksam, çıksam yollara diye feryat ede ede
Çakılıp olduğum yere
Çürüyüp gidecek emellerim…

Gel, hadi!
Kanıp gecenin direniş fısıltılarına
Huzur zannedilen bir yaşama sevdasında
Varlığın dayanılmaz ağırlığına
Yürü hadi!
Yürü benimle…
Yürü ki
Karlar düşsün
Bembeyaz, tertemiz
Kirlenmiş yüreğimize…

Kenan Faik
Kayıt Tarihi : 17.7.2022 00:03:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Kenan Faik