Ardıç Kuşu Ardıcın Dalında Vurulur Şiiri ...

güzel bir çalışma olmuş yüreğinize sağlık.

TEBRİKLER...

Şiiri okuyup bitiridiğimde,bu seferde şiiri tersinden okudum. Şaşırdınız mı,evet şiire Şairin adından başlayarak tersinden okudum.Kesmedi beni,bir arkadaşıma sesli de okudum.
Neler buldum şiirde neler.
Şair bencede o çaydan hiç içmek istemiyor,hele bir dize varki,

'Geç kalsın ayrılık, biraz bekle.'

sustum kaldım...Nasıl bir sadelikle söyleyiştir bu.
Şaire saygı ve sevgimle.

baştan sona şiir hele bir de..finali var ki..çok güzel..elinize sağlık...

Yüreğinize sağlık... Selamlar...

İlk şiirin adı etkiledi beni..ARDIÇ KUŞU ARDICIN DALINDA VURULUR..
Düşündüğünü yoluna baş koyduğunu yaşar doğadaki herşey ve o yolda yokolur..

Sonra ''Geç kalsın ayrılık, biraz bekle.'' Çok masumca çok duygusal bir dize..Yalvarmayla gurur arası bir istek..
Aşka dair çok güzel dizeler sonra..

Ve 'Elimden kopup toprağa kaçar nar tanesi'' harika bir anlatımla imkansızlık ne kadar uğraşırsanız uğraşın o narla çok mümkün gibi görünsede tanelerini dökmeden yemek illaki düşer bir tanesi..Mümkün gibi görünenin imkansızlığı....

Ardıç kuşu ardıcın dalında vurulur
Avcısı bir insandır zor sevilerin

Sevmeyi bilen yürek sever..Sevmeye aşık yürek hisseder aşkı....
Ve harika final.....

Biraz daha kalsın ellerin ellerimde
Biraz daha çırpınsın zamana kalbim
Çayı biraz geç demle.

İçim de hissettim sevgiyi aşkı bu şiirde..Hüznü acıtsa da içimi..Aşkın sonu yoktur ki dedim biraz daha kalabilir sadece..Geç kalsın ayrılık biraz bekle....


Harikaydı gerçekten ..Çok güzeldi Sevgili Ahmet Tahsin...Yüreğiniz hep sevgiyle dolsun kaleminiz daim olsun....

Sevgimle saygımla..

Geç kalsın ayrılık, biraz bekle
Mezarına yaklaştıkça yüreğine elle
Çayı biraz geç demle.

Üç bölümün de son dizeleri dokunan şiirselliğiyle hemen göze, gönül çarpıyor.

Hasretin demi bayat bir deniz renginde keyifsiz olarak betimleniyor şiirin başında ve o şiirin başındaki dem şiirin son dizesiyle, ömrün sonbaharını, geç demlenen çayla keşiştirilerek ömür uzatmasıyla bağdaşlaştırılıyor. Baştaki dem, şiirin sonunda ölümü erteleyen deme dönüştürülüyor.

Bölümleri sarmalayan ilk ve son dizelerin şiirselliği ardından arada kalan dizeler sempatik soyut kurgularla sürüyor. Sarmal döngülerde düzlemler üst üste örneğin. O dizelerde de anlamsız hiç bir sıkıştırma görülmüyor, şiir rahat okunuyor.

Şair şiirin en etkili, en düşündürücü dizesini şiirin adı yapmış. Ardıç kuşu ardıç ağacından alırmış adını. Ardıç ağacı tohumlarını dökermiş. Bir kuş o tohumları yemedikçe o tohum toprakta büyümezmiş. ardıç ağacının tohum kabukları ancak o kuşun midesinde, sindirim sisteminde çatlarmış, kuşun dışkısıyla toprağa karışınca büyümeye yüz tutarmış. Bu kuş da adını ardıç ağacından almış ve Ardıç kuşu olmuş.

Ölümlerin mekanı insanın kendi yarattığı nedenlerdir. Bombalar ve silahlar.

Ardıç kuşu bilir miydi acaba dışkısındaki tohumdan türediğini dalına konduğu ağacın. Avcısı insandır, vurulunca canı çıkana dek nasıl tiksindiğini insanlardan, insanlar bilir mi acaba? Yavrusu dağda sırtından vuran, kalleş mayınla kaybeden bir ana nasıl bakıyorsa o eşkiyaları, ardıçlar ve öteki kuşlarda aynı öyle bakıyordur insanlara.

Hazana bak yine erkenci akasyalar
Saçların yaprakları bir esinti bekler

Çay demlemeyi tehir ettiren ön hazırlık dizeleri.
Ve
Biraz daha çırpınsın zamana kalbim
dizesi yakınışında hurukluk çöküyor. Çayı biraz geç demle dizesi şiirin özüyle birlikte müthiş bir anlam kazanıyor.

Ben çay içmekten vazgeçtim.

bir çaykolik olarak kayıtsız kalmam mümkün değil bu şiire...hele hele o çay, bayat deniz renginde hasretle dem almışsa ve koyultmuşsa bardak bardak rengini...acıdır tadı, iyi bilirim...

bir de asıl özne ardıç kuşu var...bilenler bilir, zor seviler adına gönüllü de olsa ardıç kuşu dalında vurulmalara; hep ister ki biraz daha kalsın kanadı, biraz daha okşansın, avcısının avucunda...benim bildiğim ardıç kuşları böyle...bir de nar var...ki; başlı başına konu olur bir başka şiire...ustası bunu da yazar elbette...

nar demişken; ' elimden ' değil de ' elinden kopup toprağa kaçar nar tanesi ' şeklinde yazılsa bu dize, bence daha anlamlı olurdu...hem şiirde kullanılan şahıs zamirine de uygun düşerdi böylece..belirtmeden geçemedim...herzamanki gibi hoşgörünüze sığınarak elbette...

bu küçük hatırlatma, şiirin güzel bir imgeyle başlayıp yine kalemin ustalığından nasibini alarak ve bu imgenin gölgesinde kalmadan birbirini sürükleyen dizeler arasında umudu hep saklı tutarak vardığı o güzel sonucu değiştirmiyor tabi...şair 'çayı biraz geç demle ' demiş ama ben anlıyorum ki gerçekte istediği, bu çay' ın hiç demlenmemesi...

yani; gün sıcaklığında taze deniz suyuyla demlenmiş buğusu üstünde bir bardak çay içiminde kavuşmalara evet...ardıç kuşlarının, kararmış bir demlik dolusu çay eşliğinde dalında vurulmalarına, hayır...

teşekkürler güne iz düşüren kaleme...teşekkürler bu güzel paylaşıma...sağolun...varolun Ahmet Bey...selam ve sevgilerimle...

Hazana bak yine erkenci akasyalar
Saçların yaprakları bir esinti bekler
Emekler yaşamaya bir hazin çocuk
Kıvrımında gizlenir zorba bir kader
Biraz daha kalsın ellerin ellerimde
Biraz daha çırpınsın zamana kalbim
Çayı biraz geç demle.
Güzel yüreğine sağlık tebrikler sevgili dost.başarıların devamını diliyorum.İsa Tekin

'Biraz daha çırpınsın zamana kalbim
Çayı biraz geç demle'....son iki dize de durrup bir daha daha okudum,şimdi hala son iki dizedeyim,çok anlamlı final.:arpıcı,inadına yaşamak gibi.Gönülden tebrik ve teşekkürler.Dostlukla....'