tipiye vururdu kar
donardı su ölümcül sessizlikte
söz keserdim erken düşlere
küserdi içim
giderdim
uymazdı vaazlar
pamuk öyküler yazmak meselâ
pembelik bırakmak gönül camlarına
ardıç kuşu olurdum
avcının namlusunda dikleşir başım
yaşama sarılırdı
zamanın duldasında
ademle havvayı anlatırdım
güller göverir
çağlalar dökülürdü kalemimden
yanardı ellerim beşik kertmesi öykülerde
mecburiyetim yükselirdi sesimden
ganimet devşirirdi inmelerimden
erirken ruh ve beden
gerdek gecesinde sözün
nereden bilirdiniz
nerden bilirdim ki
asi bir rüzgâr beklerdi ardıç kuşunu
şiirden esen
severdim rüzgârı ben
(17 Mayıs 2004) - 'Şiirle Monogamik Sevişmeler' Dosyasından
Naime ErlaçinKayıt Tarihi : 17.5.2004 23:34:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Naime Erlaçin](https://www.antoloji.com/i/siir/2004/05/17/ardic-kusu-2.jpg)
beşik kertmelerine yazılıyor avuçlara yazılmayan sevdalar.Bu bir gelenek olmuş kıyının öte kıyısında.
pamuk, öyküler yazıyor kadim mevzularına,bir şifre,kimilerine yazılması gereken satırları...
herneyse şiir çok güzel..
İzledim kanat çırpışalarındaki zerafatini
Ve engin yürekli bir kadının yüreğini..
Sonra..Sonra...haddim değildi elbet evet itiraf ediyorum..kendime engel olamadım..içtiğim şiiri paylaşmak istedim..Ekin radyoyu dostları aradım..
Okudum Ardıç Kuşu'nu..Bir Naime Erlaçin şiirididir diye..işte bir garip Nisan ben..
Sevgi ve saygıla..
TÜM YORUMLAR (4)