I
Ben bir ardıç ağacı, çamlar ormanının bir ucunda.
Düşlerimizi iletir anka, bir uçtan diğer uca.
Anlatırken kirazımın dallarını bana,
Benzetirdi onları melek kanatlarına.
Güzel düşler idi:
Aynı topraktan köklerimizi salmak,
Maviliklere birlikte dallarımızı uzatmak,
Yaprakların döküldüğünde kendi yapraklarımı sunmak,
Hilalin altında birlikte aydınlanmak.
Ancak ışıklar diyarından gelen kasırga,
Sınamış anka kuşunu bir defa.
Uğrar olmuş çamlar ormanına,
Hem benim hem kirazımın yolunda.
II
Ben de bilirim, bilmiş çamlar!
Çınarınki kadar geniş değil yapraklarım.
Kavağınki kadar hızlı uzamaz boyum.
Benim asıl kırgınlığım,
Tüm bunları kirazımdan duydum.
Yazılmakta olan ardıç ile kirazın hikayesiydi oysa,
Anlamazdım da, nasıl olunur ardıçtan başka.
Anlatamadım, dinletemedim.
Konuşamadım, duyuramadım.
Gösteremedim, görünemedim.
Sustum, kızdım, darıldım.
Benzemeye çalıştım; kavağa, çınara.
Artık uğramaz oldu anka, yollarımıza.
Bilmez miydin, bu hikayenin kalemi onda.
O da bizi sınardı, çamlarla.
Verecek miydik bir yer onlara da,
Yoksa diyecek miydik, bu hikaye ikimizin arasında.
III
Göndermek istemiştin gövdemden söktüğüm dallarımı, soğuk esen rüzgarlarında.
Kokum bulaşmış olurdu, hoşuna da giderdi oysa.
Yollayacaktın yine pembe çiçeklerini, ilkbaharda.
Çamlar karışmasa, uçmasaydı anka tepelerin ardına.
IV
Şimdi anlamış gibisin, benzemediğimi ne kavağa ne çınara.
Ancak gitmişti bir kere anka tepelerin ardına.
Kalmıştım hüznümün zifiri karanlığında bir başıma, ne kadar çabalasan da.
Artık isterim ki, san beni çamlar ormanının ortasında.
Vakte ihtiyacım var, kalmalıyım tek başıma, anlasana.
Zira...
Hem bükülmüştü gövdem, hızlı uzamak uğruna,
Hem dolaşmıştı dallarım, benzemeye çalışırken geniş yapraklara.
Alevden kanatlarıyla uğrarsa tekrar, anka
Bulamayacaktı o eşsiz ardıçla bir alaka.
Yine de çıkan fırtınalarda, sarmalan isterim gönderdiğim dallarıma.
Kaybetmiştim ben pembe çiçeklerini, bu karanlıklarda.
Bilir misin, saklanmış birisi başucumda.
Anlayacaktım kavuşturduğunda umudun aydınlığına.
V
Ne zaman ki anladım asıl sınamayı,
Aştım çamları, anlamlandı ankanın alevden kanatları.
Doğruldu gövdem, tekrardan uzadı.
Dolaşan dallarım tekrardan açıldı.
Sönecekti belki de alevden kanatları,
Çağırmasaydı ankayı tepelerin ardına ışıklar diyarı.
Hatırladım, göndermek de çağırmak da kendi kararı.
Unutmadım, ankanın yollarımıza uğraması gayretlerde saklı.
Suçlamamalı ne yazgıyı ne de şansı.
VI
Bilmem bu mısralar nasıl yazıldı.
Acısıylaydı belki, son yaprağına da yazılıp kapanan kitabın.
Sancısıylaydı belki de, açık kitapta doldurulmayı bekleyen yaprakların.
Bil isterim güzel kiraz, saklıydı hep tüm hatıraların.
Uzamasıyla da iğne yapraklarıyla da ben yine aynı ardıcım.
Kayıt Tarihi : 13.11.2020 00:06:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!