Bıraktığım gibi her şey,
Kedi sütü içiyor,
Mangal başı sevdası köylü bektaşın,
Ormanlar başıma,
Başıma.
Bacaklarına bile bakmadan,
İnce minyon; teninden gençlik iksiri akan yakamoz bakışlı,
Sudan hissederdim seni gördüğümde her gece,
Sarhoştun,terbiyesizdin ama güzeldin! ...
Perdah üstüne perdah çekerdim tövbe adına,
Gürcü kilisesi duyuyormusun sesimi! ...
Avazım çıktığı kadar,Gürcü kilisesi duyuyormusun sesimi! ...
Olmasaydın elele,güzel bir yüzü kışkırtmasaydın bana karşı.
Cennete giderken ilk kıvrım da sen önüme diz çökmüş
bekliyordun Gürcü kilisesi
Ölüm mavi bir gökyüzünün akılda kaldığı son andır.
Bir su damlası mesela…
Ne çalışma ne iş güç,ne buğday başağı,
Ne sevdalı yarin ok gibi kirpikleri
Seni doğrultur bulunduğun yerden.
Bahar geçiyor ellerinde bayraklarla
Gündöndü ektim bugün
Kitap okudum resim yaptım balıklara yem attım
Sevgini yokladım içimde kalanını büyüttüm.
Tıraş oldum erguvanı daha bir sevdim
Ağacına su verdim güzel kokuyor du en son
Bir Okyanustu bizim için,Fakülte..
kabımıza sığmazdık,
kimimiz Marksist,maceracı
Kimimiz Milliyetçi,Mukaddesatçı,
Kimimiz Aşık körkütük,sarhoş ve Sarıyer gecelerine vurgun..
Kimimiz Çayırbaşının Bülent abisinin lokantasında durgun,
Anadolu
Hallaç pamuğunda hepimiz
Gönüllerimiz ibrişimden nakış
Sarılırız bobinlere birlikte
Çeşniçeşni kazaklarda deseniz
Seni sevmek, bir çiçekten bal almak,
Kırlarda semaha durmak gibidir
Seni sevmek
Özgüvenimle benliğimle
Tüm hislerimin sana yönelmesidir,
Işık hızıdır seni sevmek
Son kuşta gitti gönlümün yitiklerine
Ağlıyor bedenim
Kocaman çınarlar gibi devrildim
Ayağa kalkmam şansım olsun.
Son kuşta gitti umarsız gönlümden
Ağır ağır dönmede dünya,radyoda ağır musiki çalıyor
Aslında beni anlamadın
Bir metris hikayesi
Seni sen yapan,
Gönlümün lünpen sarısı.
Ateş baskısı, hastalık hastası.
Referansım bir metris hikayesi anlıyormusun! ..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!