İç çekeriz daima, şöyle derinden,
Yalnızlıkta, sessizlikte, ümitsizlikte,
Nice düşünce çöker içimize,
Bu iç çekişlerin sebebi nedir?
Hangi karmaşa, hangi eski yara,
Ölüm, bu sana belki de son yeminim.
Her şeyden, herkesten çok yakınsın bana.
Dünyada artık kimseye kalmadı kinim.
Ne olacaksa olsun, bıraktım kendimi sana.
Bu Araf fazla, mahvedeceğim kendimi.
Ey binbir mabetle dolu olan vilayet,
Boğazında düğümlenmiş yüzlerce gemi.
Söyle hangi bölgende nedamet?
Bu garip şairin, sokakların oldu evi.
Yedi tepe üstüme çökmüş de susmuş,
Kursağım tükendi, huzuru arıyorum,
Yollarda kaybolup izler soruyorum.
Geceler yutarken hayal kırıntımı,
Sessiz çığlıklarla sabahı buluyorum.
Elma bile olgunlaşırken dalında,
Hep çocuk kaldın aşkın baharında.
Ben burada sensizlikten yanarken,
Ezil, aşkımın devrilen duvarında.
Kış güneşi gibi ısıtmadın içimi,
Sokaktaki çocuklar dahi elemli,
Her adımda yankılanır hüznün dili.
Yalnızca âşıklar mı taşır bu emeli,
Yoksa dünya baştan başa bir matem mi?
Bulutlar mı yüklenmiş bu kara yasları,
Sigara zararlı derler hep,
Bilmezler, neden içerim şu zıkkımı.
Her dert geldiğinde yanımdadır,
Kim giderse gitsin, tek kalan o.
Dumanı sarar karanlığı,
Annemin duası sarmış beni hayatım boyunca,
O duaları özledim hayattan kaybolunca.
Kimsesizce ufuğa dalıp gitmek yetmezmiş,
Ufukta aradığını kalbinde hissetmek gerekmiş.
Yüreğimden fışkıran bu hayâsız kelamlar,
Yürüdükçe anladım, etrafım hep uçurum,
Rüyalarım olmayacak, işte budur son yolum.
Ne kadar bağırırsan bağır, duyulmuyor,
Ve bu sessizlikte seni bir son bekliyor.
Gecelerle konuşmak, tek çarem oldu artık,
Yazlarımız kış oldu artık bekle baharı,
Sevgili el oldu kalmasın aklında anı,
Sıyrıl bütün dertlerden geçti artık zamanı,
Yakın ama uzaktan seyret el olan yârı.
Nefret dolsun içine belki unutursun zamanla,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!