şiir yazan bir genç.
Sen, omzunda dağlar taşıyan adam,
Ellerinde nasır, yüreğinde merhamet…
Ben ise, önüne düşen gölgenin bile
Büyüklüğüne erişemeyen bir oğul.
Sen çalıştın, ekmeği taştan çıkardın,
Bir ben bilirim, bir de sen yârim,
Ne fırtınalardan geçtik beraberim.
Ben düşerken tuttun yanan yerim,
Gözümde bir damla, can dostum sen.
Geceler ağlardı sessiz odada,
Saçına ak düşmüş, gözün nem olmuş,
Sözlerin duala, gönlün gam dolmuş.
Ben giderken içinden bir şey solmuş,
Kıyamadın, gel anam, al beni.
Buralar soğuktur, yel eser sertten,
Yana yana geçti bu gençlik,
Bir tas çorba, bir solgun ümitle.
Omzumda taş, içimde yağmur,
Seninle yürüdüm, toprak üstünde.
Kimi gün cebimizde ekmek yoktu,
Ey ömrümün sus pus köşesi,
Ey en sarsak halimde bile yıkılmama engel olan…
Dünya soğuyunca, insanlar çekilince,
Bir tek sen kalmıştın elimde –
Ve ne eller titriyordu ne de yürek.
Karanlıktasın, ben de yanındayım,
Düşsen de düşmem, senin kanındayım.
Yükünü ver, bırak omuzlarım alsın,
Sen ağlasan da ben de ağlayayım.
Gözün yaşlıysa, gözüm de ıslanır,
Yoruldum bu yolda, ayaklarım titriyor,
Karanlık sarıyor, umutlarım bitiyor.
Her nefes ağır, içimde bir çığlık,
Gözlerim yaşlı, ruhumda bir kırık.
Mahvettim düşlerimi, ben ettim, ben,
Gün ağardı,
kalbim küllerin arasından konuştu.
Ne varsa birikmiş yılların ıssız raflarında,
hüznün solgun gölgesinde yankılandı.
Bir zamanlar umutla beklediklerim —



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!