yıldızların en küçüğünde
didik didik yârini arar.
rıhtımda görüldüğünde
rujlu cıgarasını sarar.
balık ekmek kokusu,
umutlu gri bulutların ardından,
güneş batarken kuşlar ahenk içinde,
selanın sesidir ruhları dolduran,
çiçekler mest olur kızılın gecesinde
asfaltların dilinde bir şipşap şarkısı
hayaletim peşimde, gölgem kaçıyor
marc aryan etkisindeyim
benim kalbim yok, kabul
seninki kimin cennetinde açıyor?
radyolar kalbi düzermiş kış misali
gece mavisi tanın koynuna yatmışım da
bir güzeli görmüşüm, fecre değişmeksizin.
en ücra hülyalarda bir leyle dalmışım da
tenin, dizin, gözlerin; saçların ve her şeyin.
bir ormanlık deryası bu önümüzdeki yol:
arkada çalarken mütevazı ve nazik bir piyano
“deniz ve mehtap, sordular seni” der dario moreno
“terk etti beni, gitti” diyemem onlara e hâliyle
yarım kaldı dansımız, selanik sahili’nde.
küçük çiçeğim, yarın ne kadar uzundur ki?
kutupların kışında güneşi beklemek,
avcunun içinde tutunmaktır hayata;
ufukta beklenen, bir ömre gelecek,
yine de bekleyen, küsmemeli semaya.
mübhemdir, bilirsin; yine de beklersin..
ah bir şehir var ki
bir görseniz dostlar..
çiçeklerin egemen,
o'nun ise ormanlar olduğu,
hür mü hür ormanlar olduğu..
bir görseniz dostlar ..
üstü kalmadı cemasef’im,
9 ocak’ta yanına gömdük.
mart’ın dördünde,
bazense 10 ağustos’ta
afrika kıtası doluyor,
köpük köpük taşıyor.
şu kahpe günlerin ardından kalan
bir mel'un papatya ve meçhul dünler
ardından yaka paça yakalanan
o anılarımız, dönmeyecekler
ey gözleri alevlere açılan
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!