Arayışa Üvey Bakış... Otobüs Terminali v ...

Cihan Kılıç Arslan
24

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Arayışa Üvey Bakış... Otobüs Terminali ve Yağmur - 15

Bilete bakıp saati kontrol ettiğinde
doğru zamanda doğru yerde olduğunu anlamıştı.
Tahminine göre otobüsü yarım saat sonra yanında olacaktı.
Ankara’ya dönüş ve Trabzon’da dört günlük bir macera.
Adına macera denilmesi ne kadar doğru bilinmez.
Eski dostların bazılarıyla küçük ama demli sohbetler.
Eski yollarda kısa ama anlamlı yürüyüşler.
Deniz kenarında belki de aynı taşlarla yeni oyunlar.
Hepsinden önemlisi.
Geçmişi tekrar yaşamak.
Maksadı da bu değil miydi?
Daha dengeli bir kafayla otobüse bineceğine yemin edebilirdi.
Yemin etmekten vazgeçti.
Daha dengeli ve daha huzurlu bir kafayla otobüse binecekti o kadar.

Karadeniz’in kamçılayıcı rüzgarı yanı başındaydı yine
ufak otobüs terminalinde beklerken.
Hava yağmur havasıydı, biliyordu.
Karadeniz çocuğuydu bilmesi de lazımdı.
Yeşile yeni bir katkı mavi gökyüzünden.
Şimdi mi, şimdi kapkaraydı gökyüzü.
Ama maviliği görmek için bu kapkaralığa değerdi doğrusu.
Yüksek yaylalarda sisler eşliğinde yukarı doğru yürürken dik tutmak gerekliydi başları.
Başı dimdikti yine.
Yürürken düşmemek için
ve yaşarken ölmemek için dimdik.
Gözlerinde ufku görmenin pırıltısı.

“Paylaş” demişti, kadim dostu.
“Bu yazdıklarını paylaş az da olsa,
kafiyesiz gibi dursa da paylaş.
Ve senin deyiminle kovada bir çatlağı daha kapat.”

Eli sigara paketine uzandı.
Kırmamaya özenli bir şekilde yatağından çıkartıldı kağıda hapsedilmiş tütün. Çıkan gazın sesi, parlayan çakmak taşının ışıltısı ve ateşin haşmeti.
İki kadim dost buluşmuştu yeniden.
Ve bir kutlama eşliğinde peşinden yükselen duman.
Derin bir iç çekiş ve tekrar havaya karışan dumanın süzülen silueti. Karmaşık bir siluet.
Paketin üzerinde beyaz zemin üzerinde siyah çerçeveyle sarmalanmış,
büyük harflerle dokunmuş yazıya gözleri ilişti.

“ Sigara içmek yüksek derecede bağımlılık yapar, başlamayın”

Güldü, elinde duran sigaraya ve yanında duran küçük evrak çantasına baktı. Tekrar güldü.
Bağımlılık, can sıkıcı bağımlılık.
Sigaradan son bir nefes,
ve daha yarıya gelmeyen sigaranın çöp kutusu üzerindeki küllükte söndürülüşü.
Paketin küçücük sesiyle çöp kutusuna merhaba demesinin izlenmesi.
Büyük bir haz.
Planlamıştı bu sahneyi
ve önünde duran sahne tam da planladığı gibi gerçekleşmişti.
Usta bir yönetmenin elinden çıktığı belli.
Durdu, usta yönetmen lafını geri aldı.
Daha da rahatladığını hissetti,
rahatlığın fazla gelmemesi dileğiyle.

Yağmur başlamıştı.
Hızlı ve keskin döküldü gökyüzünden.
Bardaktan boşanırmışçasına yağıyordu.
Belki öfkeyle belki de sevinçle.
Çok kısa sürede çok fazla ıslandığını hissetti.
Küçük yazıhaneden içeri girdi.
Masanın başında duran genç kız içeriye girdiğini bile duymadı belki de. Başını kaldırmadı.
Kapıya yöneldi ve izlemeye başladı dışarıyı.
Küçük su birikintileri oluşmaya başlamıştı.
Küçük göletlere çarpan damlaların ustalıklı dansını izledi.
Toprağa karışan suyun toprağa can verişini, canlandırışını,
kokusunu emip dışarıya bırakışını.

-Yağmur hiç de anlamsız değil, toprağın gözünde.

Sözler birden çıkmıştı.
Bunu planlamamıştı.
Genç kız başını kaldırıp baktı.
Anlam veremeyen gözlerle sardı etrafı.
Ve anlam veremeyen gözler tekrar masanın üstünde duran kağıtlara döndü.

Otobüs köşeyi döndü.
Ve terminalden içeri büyük bir hızla girdi.
Kapılar büyük bir hızla açıldı
ve büyük bir hızla otobüsün muavini aşağı indi.
Elveda der bir bakışla süzdü çevresini otobüsün yeni konuğu
ve koşar adım otobüsten içeriye adımını attı.

Yağmur hala yağıyordu
ve damlalar küçük göletlerinde danslarına devam ediyordu. Yeniden hareketlendi otobüs.
Tekerlerin göletleri ezişi
ve fıskiye edasıyla yükselen toprak rengi damlalar.

Yağmur öyle derin yağıyordu ki...

Cihan Kılıç Arslan
Kayıt Tarihi : 10.12.2007 20:55:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Cihan Kılıç Arslan