Arayış Şiiri - Erdoğan Çıray

Annemle babam,
Mutluluğu ararken, bulmuşlar beni.
Bir anlık şehveti,
Mutluluk sanmışlar.
O kadar kolay mı mutlu olmak?
O kadar basit mi?
Kerem ile Aslı,
Ferhat ile Şirin,
Leyla ile Mecnun,
Bulmuşlar mı aşkı?
Mutluluğu tatmışlar mı ki?
Delinen dağlar,
Aşılan çöller,
Son vermiş mi bu arayışa?

Adem ile Havva,
Ermişlerse mutluluğa,
Onların torunları neyin peşinde?
Bu kavgalar, savaşlar...
Komünizm, sosyalizm, faşizm,
Kapitalizm, liberalizm, emperyalizm...
Vesaire, vesaire...
Bunlar da neyin nesi?

İnsan, sevdiğine, neden ihanet eder?

Taşralı genç kızın, pavyonda ne işi var?

Neden kimileri kiliseye, havraya, camiye, ceme giderken,
Başkaları kumarhaneye, kerhaneye, meyhaneye gider?

Daha üç-beş günlük bebekken,
Annesi kocaya kaçan çocuk;
Yıllar sonra, hıçkıra hıçkıra,
Onun kollarında ne arıyor?

Gecenin kör karanlığında,
Boğaz Köprüsünde, bir genç hanım;
Dram oynuyor!
Seyircisi yok, alkış yok...
Tiz çığlığı martıları ürkütüyor.
Karanlık soğuk suyun içinde, ne arıyor acaba?
Buldu mu dersin aradığını?

Sabah gazetelerinde bir haber:
'Dün gece, bir travestiye çarpan oto kaçtı.'
Yollara düşmüş, bu insanlar neyin peşinde?

Eşinin ölümüne üzülen psikiyatrist,
Neden intihar etti dersin?
Arayışın sonu mu, başlangıcı mı?
Daha kaç nesil, kaç asır devam edecek?

Bebekler, dünyaya,
Neden ıngaaa sesleriyle gelirler?

Teyzesinin kucağında,
Ağlayan bebeğin, annesi nerde?
Bir saattir, sokaklarda ne arıyor?
Boynundaki morluk da neyin nesi?
Neden sustu bebek?
Mutluluk,
Pörsümüş memelerde sızan,
İki damla ılık süt mü?
Birkaç lokma ekmek,
Bir yudum su mu?
Yoksa,
Rengârenk ışıklar altında,
Dans etmek,
Çılgınca sevişmek mi?
El altında el okşayıp,
Sorumsuzca yaşayıp,
Sorunlardan boğulmak mı?
Bir tadımlık,
Esrar, eroin, sigara mı?
Her sabah umutla doğup,
Her akşam umutsuzca batmak mı?

Ne dersin? ...