Bir va-veyla depreminde, ıslanıyor kirpiklerim
Akıyor yanaklarımdan, ezelimi yıkayarak
Bir esenlik arıyorum, kuruyor can iliklerim
Güneşin zeval vaktinde, vadilerden çağlayarak
Abı hayat fışkıracak, susadığım pınar sensin
Bir sayeban arıyorum, kor ateşlerden kaçarak
Küllerimle savrulurken, sığındığım çınar sensin
Çığlıklarım fısıldıyor, çarpıyor bak yokuşlara
Yalnızlığın burcundayım, ağarıyor sisli sabah
Tutunarak uçabilsem kanadı kırık kuşlara
Bir sevdanın mahzeninde, çırpındığım gizli günah
Ruşenime hüzün düşse, özlediğim gülüş sensin
Bir gecenin meltemine, üflenirken acı segah
Zifiri katran gecemde, sığındığım o düş sensin
Irmak ırmak akıyorum, sahraya inince yağmur
Gün batıyor ufuk kızıl, şafağa yol arıyorum
Sen gülünce Süreyya’ya, ay imrenir gökler mahmur
Bir sancının depreminde, ben atiyi saklıyorum
Ruhumda ki gök sevdayı, fısıldayan öğüt sensin
Göğsümün kor sahrasında, bir gülistan arıyorum
Yanıp tutuştuğum vakit, sığındığım söğüt sensin
Bir uçurum yamacında, hülyalara dalıyorum
Ötelerden çağırıyor, soluduğum en son nefes
Vadisinde dolaştığım, kanyonları aşıyorum
Turnaların kanadına vurulurken demir kafes
Yüreğime hüzün çökse, aradığım o iz sensin
Bir sevdanın cemresinde, susadığım ılık nefes
Vuslatına ram olduğum, sığındığım o giz sensin
Abdurrahman KIRIKÇI
Ekim / 2018
Kayıt Tarihi : 17.12.2018 12:04:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!