Düş’ün toprağını avuçladım.. Çok bekleyen belkiler vardı. Belkilerden geçtim.
Eflatun bir yüreğe Eflatun olup:
“İnsanın kendini yenmesi en şanlı zaferdir.”Bu zaferin senli otağında kendime yeniden geldim.
Peygamber çiçeğinin özünde yıkandı arılığım.Hep arındım, hem bal yaptım .
Bir gölgenin çınarı gibi büyülenmiş dünyamı sana sundum.Büyük çınarların saki meclisine gittim.
Şiirle şarabı karıştırıp özünden sapan Hayyam'ın sarhoşluk meyhanesinde kendimi buldum.
-Bir ben uyanık, bir ben sana sarhoş: Hayyam’dan bir duble içtim.
Dönülmez akşamın ufkundayız.Vakit çok geç;
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Devamını Oku
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan