Araplar Kalleş Bir Kültürün İnsanlarıdır

Tarih bize Ortadoğu insanı hakkında bunu söyler.

Araplar kalleş bir kültürün insanlarıdır.

Birinci dünya savaşı sırasında İngilizler ile bir olup bizi sırtımızdan vuran bu kalleş kültürün insanları ile biz Türkler kardeş olamayız.

Yarın yine emperyalizminden yana olup bizi sırtımızdan vururlar.

Amaç bu mudur?

1377 yılında yaşamış İbn-i Hâldun Mukaddime adlı eserinde bakın Araplar için neler yazmış.

Arap, hırsız ve talan ruhludur; vahşidir, kaba ve haşindir. Ayak bastığı her yeri çöle ve harabeye çevirendir, Hırsız ve yalancıdır ve başkalarına ait ne varsa her şeyi çalmak geleneğindedir. Kanun ve hukuk duygusundan yoksundur.

Kendi hasis çıkarlarından başka hiçbir düşüncesi olmayan bir yaratıktır, Bencildir. Toplum düzeni duygusundan yoksun ve Anarşiye eğilimli ruhludur. Uygarlık düşmanıdır ve her gittiği yerde uygarlık söndürendir.

Otoriteye bağlılık ve İktidara itaat alışkanlığından ve isteğinden yoksundur ve bundan dolayıdır ki beşer iradesi ürünü olan kanunlarla değil, fakat ancak gökten inme hükümler ve emirlerle, din emirleriyle ve korkutucu eliyle yönetilebilir niteliktedir ve yine bundan dolayıdır ki akıl temeline oturtulmamış din‘i en ziyade kolaylıkla kabul eden bir millet olmuştur.

Sümer uygarlığı akadlar denen bu kültürün insanı ile talan edilmiştir.

Arap kültürünün boy attığı Anadolu topraklarında yobazlık ve bağnazlık biçmek zorunda kalıyor herkes.

Oysa Anadolu'nun kendisine içi dolu buğday başaklı tarlalar daha çok yakışıyordu.

Din kardeşliği diye bir kardeşlik türü yoktur. Biz Arapları gök tanrı dininin birer kardeşi olarak görmüyoruz. Herkesin dini kendinedir. Din ölçer yoktur. Anadolu'nun yüzde doksan dokuzu müslüman sözü yalan ve iftiradır. Araplar Yahudiler ile kardeştir. Onlara daha yakındır.
Anadolu'nun çeşitli hileler ile toprak satışı ve mülteci getirerek araplaştırmak istemek emperyalizmin bir projesidir.