sanırım ilk ben öleceğim.
bu kömür kokusunu aldığımda üstüme
aramızdaki mesafe çokça Ankara,
çokça hüzün.
oldukça hece düşmesi yüzüm,
bakışların bakışlarıma eklenirken
bir yapım eki gibi..
bu ayaz salgınının taşıyıcısı
ellerin.
ve Ankara'dan benim payıma
hızla alçalan tebessüm ibresinin
haritası
yüzün..
şimdi
sesin daha bir aksak kulağımda,
daha acı..
daha asitli mesajların..
ya da sen
yüreğimdeki dudak payından tutamayacak kadar
yaralısın.
şimdi
görsen 'ne oldu? ' diyemeyeceğin
o soğuk, o 'nasılsın? 'dan soyut yastık izidir bu şiir,
tüm gece uykuya direnmekten arta kalmış..
sonra
gözlerimin telefonla karanlık arasında mekik dokumasıdır özlem
ve belki 'yetmeyecek bize bu suskunluk! ' diyebileceksindir diye
askıya alınmış bir yakarıştır ellerim.
şimdi çok fazla Ankara var aramızda..
akrep
durmaksızın
ilerlerken,
benden sana olan bir uzaklığa..
şimdi belki
çok beklemeden gideceksin
ya da çoktan gitmiş olabilirsin
aklının beni barındıran yanlarına mayınlar döşeyerek.
şimdi evet gidebilirsin!
ama neden hâlâ
bende ilk ölmesi gerekenken ben,
hep ilk sen müdahale ediyorsun dudaklarıma?
Kayıt Tarihi : 30.1.2009 19:42:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
bende ilk ölmesi gerekenken ben,
hep ilk sen müdahele ediyorsun dudaklarıma?
çok beğendim !
TÜM YORUMLAR (1)