Yıl 2013
Mevsim kış
Aralık on yedi...
Kim yedi
Bu yoğurdun
Bu sütün
Bütün kaymağını?
Kim doyurdu tıka basa
Açgözlü oymağını?
Yıl 2013
Mevsim kış
Aralık yirmi beş
Villalardan kokusu yayılan leş.
Oğul-kız
Damat-kardeş
Akraba dost
Bir de eş
Üleş ha üleş!
Bu hangar
Bu filo
Bu han
Bu hamam
Bu mal
Bu mülk.
Kırk yıl besler bir orduyu
Nereden gelir bu değirmenin suyu?
Boy boy
Deste deste
Saf saf
Yeşil yeşil
Linter kâğıtları zulada.
İz sürmez olmuş
İzci köpekler.
Yön kayıp pusulada.
Kim eritti
Bu ambarda
Ballı tereyağını?
Kim çaktı çakmağı
Bacayı kim tutuşturdu?
Kim kurdu kurtlar sofrasında sacayağını?
Helal aşın
Dinmeyen sevdası tüterken başımızda
Öfke titremeleri
Daha durmamışken kaşımızda
Kim devirdi kazanı?
İş dilenirken el kapılarında
Erkeği-kadını
Kızı-kızanı
Karanlık elleriyle
Kara yazı yazanı
Kim dikti başımıza
Kim?
Hangi domuzlar girdi
Çiftçinin alın teri tüten bağına?
Kim düşürdü ateşi
Yoksulun ocağına?
Kim talan etti emeğin bahçesini?
Yutkunan kim
Lanet okurken içten içe?
Kim çıkarmadı sesini
Kim tuttu nefesini
Korku belasına?
Soygunun ve vurgunun
Rüşvetin ve yolsuzluğun
Kara simgesi oldu 17 Aralık.
Rezilliğin ve kepazeliğin
Yüzsüzlüğün ve arsızlığın
Ve topyekûn hırsızlığın
İğrenç imgesi oldu 25 Aralık.
Bu memleketteki
Kader maskesine mahkûm edilen fukaralık
Özgürlük tutkunu dağların
İsyankâr yüreğine güneş doğmadan
Ve azmanlaşmış lağım farelerini
Kendi çukurlarında boğmadan
"Günaydın" demeyecek umuda.
Yakmayacak
Yakamayacak
Gönlünün ebruli ışıklar saçan lambasını.
Bakmayacak
Bakamayacak
Geceleri paramparça eden
Ay ışığına.
Kayıt Tarihi : 22.12.2015 11:28:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiirin öyküsü, yurt soyguncularının yaşamından alınmıştır.

TÜM YORUMLAR (1)