Arafın Uçurumundaki Şiiri - Mevlüde Bulat 2

Mevlüde Bulat 2
42

ŞİİR


8

TAKİPÇİ

Arafın Uçurumundaki


Bi nisan bi temmuz..
Hep on dokuzlarda sorun.
Bir kadın var ki hep on dokuzlarında ölüyor.
Bi kadın var ki hep def ediliyor.
Harap ediliyor.
Şimdi on dokuza saatler kala yüreğimdeki yangın büyüyor.
İşte büyük son yaklaşıyor.
Hiç kararlı eylemi olamayan kadının bile kararlı tek bir eylemi olabiliyormuş meğer..
Bir saniye ben bu kadını tanımıyorum.
Çok gökkuşağı olmasından biraz tanıdık.
Sisli gözlerden,buğulu sesten,güçlü beden,narin ruhtan tanıdık da,
Yaptıklarını çözümleyemiyorum.
Uçurumun kenarında gezip duruyor,
Atlıyor.
Tekrar bir uçurum geliyor.
Tanrım!
Evet!
Burası uçurumlar vadisi.
Her atlayış yeni bir uçurumu doğuruyor.
Şiire bir harf kala susup yakıyor her şeyi bu kadın.
Napıyorsun sen hey !

Bi dur bi sus artık!
Haklısın!
Haklısın!
Hep sustuğundan oldu.
Tanıyamadım dediydim ya,
Yanılmışım.
Tanıyorum ben seni kadın!
Biliyorum ben seni kadın!
Sen ki geceye aşık,
Suya hasret,
Saçları okşamayan kadın.
Düşmekten korkmayan,
Dizlerini kendi bıçağıyla kanatan kadınsın.
Hep kadın dedim dimi!
Ah benim yavrum...
Sen küçücük bir kızsın.
Kimsenin göremediği küçücük bir kız.
İçinde ölü olmayan bir mezarlık başına her sabah çiçeklerle gidip,
Toprağı sulayan,
Sonra da o toprak kokusu geçene kadar
O mezarın üstüne yatıp gökyüzünü izleyen küçük bir kızsın.

Şimdi bu şahıs tarafından bir şeyler söylesem size,
Kaç yıldız kalır gecenize?
Denizi kuma, siyahı beyaza, kızı kadına küstürmemek gerek.
Ben size bir makam susayım.
O da size makam olsun.
Baş üstünde dursun.
Şştt!
Susun ve dinleyin.
Sessizlik size bağırıyor.

Noktasız

Mevlüde Bulat 2
Kayıt Tarihi : 11.11.2018 02:14:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Eskiler

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Mevlüde Bulat 2