Zaman, zamanı kovalıyor geçmişimle bugün arasında,
Akrebin, yelkovanın peşinde gittiği her an kayboluyorum tiktakların buğultusunda.
Ya ben dünde kaldım, ya da dünden biri bende...
Sonsuz karanlıkta, uçsuz bucaksız bir araf mevsimindeyim.
Kırbaçlıyor ruhumu hasretinin zebanileri, bu neyin cezası,
bilmiyorum...
Biz Şarklılar; güneşin ve yasakların çocukları,
Esmer tenlerimizde büyütürüz aşklarımızı,
Bundandır her türkümüzdeki kara sevda mırıltısı.
Şafak karanlık, ölümün fecri attı atacak;
Duman altı odalarda şiir yazan her şairin çığlığı,
işte o zaman kopacak.
O eski çocuk masumiyetimi de yitirdim gayrı,
Bir şiir özlem, bin kilo demirden daha ağır şimdi.
Eskisi gibi değilim artık, ruhum pervasız, dizlerim dermansız,
Kaçıp gidiyor tüm sevinçlerim ıssız ıssız...
Bir ben varım şimdi mateminle baş başa,
Hasret bana, vuslat bana; idam ipi boynuma...
Kayıt Tarihi : 9.2.2014 17:29:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (8)