Oturdum köşe başına
Baktın sağa, sola
Yürüyor insanlar kan kokusuna
Zaman dönüyor alacakaranlık kuşağına
Zamanı mı geldi ne?
Anılar yüzyıl öncesine
Dönerken pervane
Savaş çığlıkları yükseliyor göğe
Kana doymayan vampirler niyetine
Ateşlenecek fitiller kan diye
1914 ten 2014’e nazire
Ortadoğu haritasını yeniden çizmek üzere
“Birinci dünya savaşı, Ortadoğu haritası çizildi
İkinci dünya savaşı, harita üzerinden ülkeler pay edildi
Şimdi sıra haritayı yeniden çizmeye geldi
Böyle istiyor Amerikan efendi
Kürdistan haritada unutulmuş dedi”
Sakın sorma insanca
Üç günlük dünyada
İnsandaki bu hırs niye?
Dön kalbine
Aklına beynine
Yıkanmışlık niyetine
Tarihinden kinler, nefretler hediye
İnançlar, ideolojiler yürütüyor insanı kan, kan diye
Kan içici beyler oturuyor tepemizde
İnsan, insancıklar olarak kan yetiştiriyorlar vampirlere
Çağ insanları köleleştiriyor çağdaşlaşma niyetine
Gül yüzler nurlanacak Amerikan efendiyle
Şaklabanlar alkışlayacak yaşasın diye
Demokrasi / laiklik gelecek özgürlük niyetine
İnsanlar erecek yeni bir hidayete
Kullara kulluk edecekler, “kula kul değiliz” diye
Övünecekler atalarından miras kalan dinle
Gururla söyleyecekler “Elhamdülillah Müslüman’ız diye”
Köle olduklarını anlamayacaklar batılı efendiye
Hıristiyanlığı yaşacaklar Müslümanlık diye
Alacakaranlık kuşağı aydınlanacak ölümlerine
Kurulunca anlayacaklar gerçeği Allah’ın önünde
Gerçek değişmeyecek dövünseler de “vah biz ne yaptık diye”
02.09.2013 – İzmir
Mehmet ÇobanKayıt Tarihi : 2.9.2013 10:14:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Emeğinizi kutluyorum Sayın Mehmet Çoban…
Kurulunca anlayacaklar gerçeği Allah’ın önünde
Gerçek değişmeyecek dövünseler de “vah biz ne yaptık diye”
tebrikler kaleminize yüreğinize sağlık şiir tadında kalın tam puan ile selamlıyorum sizi ve şiirinizi..
Bence, muhâlif-i hakîkat-i şeriat olan şeyler meşrûtiyete dahi muhâliftir, ya günahlarıdır veya ilcâ-i zarûrettir. Farzediniz, şu siyâset muhâlif olsun, yine telâşa mahâl yoktur. Zîrâ, Şeriat-ı Garrânın bin kısmından bir kısmıdır ki, siyâsete taallûk eder. O kısmın ihmâliyle, şeriat ihmâl olunmaz.
Evet, imtisâl etmemek, inkâr etmek demek değildir. Hem de, Devlet-i Osmâniyeye tâbî olan İslâmların on beş misli İslâmlar, sırf siyâset-i ecânib altındadırlar. Onların dinlerine zarar gelmez; nerede kaldı ki, şu hükûmette-Ki; Kendisi İslâm, millet-i hâkimesi İslâm; üssü’l-esas-ı siyaseti de şu düsturdur: Bu devletin dini, din-i İslâmdır; şu esası vikaye etmek vazifemizdir. Çünkü, milletimizin maye-i hayatiyesidir. DENİLMİŞTİR
SELAMLAR
TÜM YORUMLAR (3)