Arabistan'ın Kaybı Şiiri - Nurettin Filinte

Nurettin Filinte
83

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Arabistan'ın Kaybı

İngilizler bir taraftan Yemen’e asker çıkarıp
Üs kurarak silah, teçhizat ikmali sağladılar
Diğer yandan Mısır’ın rehavetinden yararlanıp
Bu ülkeyi işgal edip kontrol altına aldılar

Buradan çıkarmak için işgalci İngiliz’leri
Genelkurmay tarafından bir harekât düzenlenir
Alman Komutan sahipsiz bulup askerlerimizi
Yazın ortasında çölü kat etme emrini verir

Hazırlıksız çıkılan bu seferde neferlerimiz
Çölün sıcağında tabir yerinde ise pişerler
Göz alabildiğine kum, ne bir ağaç, ne de bir iz
Kuyular çekildiğinden, su diye çamur içerler

Kaybetmemiz pahasına bir hayli askerimizi
Bin bir güçlükle Süveyş Kanalı’na kadar gelinir
Karşı sahilde Düşmanları bekler buluruz bizi
Ava giderken av olmak diye bu duruma denir

Alman komutanın planına göre ani baskın
Yapılarak, düşman hazırlıksız yakalanacaktı
Harekâtı önceden haber almıştı, işe bakın
Ki, İngilizler gerekli tedbirleri almışlardı

Sallarla kanalı geçen askerimizin üstüne
Dolu gibi mermi yağdırıp geçişi önlediler
Son vermek zorunda kalındı ilk Kanal Seferi’ne
Bir ordudan onbeş bin kişi geri dönebildiler

İkinci Kanal Seferi de başarısız olunca
Osmanlı’nın buradaki kuvveti yarıya indi
Silah ve erzak ihtiyacı da karşılanmayınca
Savaş gücü zayıfladı ve etkinliği silindi

Bu durumdan yararlanan İngilizler harekete
Geçip, Arap Yarımadasını işgale başladı
Türk Ordusu içine düştüğü müşkül vaziyete
Rağmen son ana kadar Arabistan’ı boşaltmadı

Irak’ta yalnız İngiliz birlikleri ile değil,
Ruslarla da savaşıyorduk, Ruslar da bu bölgeye
Asker çıkarmışlardı, iki cephede gayri kabil
İdi, düşmanı durdurabilmek mevcut birliklerle
*
Bağdat’ı zaptetme emri Alan İngiliz Ordusu
Towshend komutasında Amare şehrini zaptetti
Kuzeye doğru harekata devam ederek Kut’u
Da aldıktan sonra, ilerlemesine devam etti

Bağdat yakınlarında Türk ordusuyla karşılaştı
Salman-ı Pak Muharebesi sonunda yenik düştü
Yeteri kadar erzak ve teçhizatı kalmamıştı
İngiltere’den yardım istemek uygun görülmüştü

Yardıma gelen birlikler Türklerin karşı koyması
Sebebiyle malzemeyi Kut’a ulaştıramadı
Ablukayı yarma girişiminin akim kalması
Sonucu General daha fazla dayanamadı

Aylarca süren savaşlar sonunda nihayet Towshend
Teslim koşullarını kabul etmek zorunda kaldı
Bu da tarihe geçecek büyük bir zaferdi elbet
Muzaffer İngilizler yenilip teslim olmuşlardı

On sekiz bin kişilik kuvvetleri esir alındı
Anadolu’daki esir kamplarına sevk edildi
İngiliz’in Bağdat’ı alma planı yarım kaldı
Bu yöndeki projeye bir süre ara verildi

Halil Paşa, General’in teslim olmayı reddedip
Son ana kadar yardım gelmesini ümit ederek
Direnmesini Plevne Savunması’na benzetip
Masaya bıraktığı silahı iade ederek

“Komutan siz görevinizi layıkıyla yaptınız
Teslim olmanız askerinizin hayatı içindi
Bu şerefli yenilgiyi mağlubiyet saymayınız
Siz ve askerlerinin misafirimizsiniz” dedi
*
Cennet Vatanlarından kopup gelen bizim çocuklar
Çölün Cehennem sıcağında kışlık elbiselerle
Üstün düşmanla savaşmak zorunda bırakıldılar
Ateş almayan silahla, yetersiz cephanelerle

Ordumuz düşmanı görünce kaçmadı bu savaşta
Göğüs, göğse çarpışarak geri hatta çekildi
Gazze’de bir alayımız oyaladı haftalarca
Düşmanı, ancak mevcudun tamamını şehit verdi

Kudüs’ü ve Medine’yi şehit olmadan düşmana
Teslim etmeyen kahramanlarımızın son neferi
Kalıncaya kadar savaşması ayrı bir destana
Konu olur, araştırılır ise menkıbeleri

Papatya tarlasına döndürmüştü kumun üstünü
Vurulan askerlerimizin yere akıttığı kan
Manzara andırıyordu Cehennem görüntüsünü
Top mermileriyle parçalara ayrılınca insan

Issız çöle yüz binlerce Anadolu çocuğunun
Bedenini ektik, bitmeyeceğini bile, bile
Vebalini kim taşıyor, günahı kimdedir bunun?
Sonrasında bu gençlere ihtiyacın varsa hele

Atatürk’ün görüşlerine kulağını tıkayan
İttihatçılar ne düşündü acaba bu durumda
Din uğruna savaşıp bu topraklarda şehit olan
Askerimizin vebali bu kişilerin boynunda
*
Kut’ul Amare’de olduğu gibi yer, yer zaferler
Kazanmamıza rağmen boşalttık Arabistan’ı
Misak-ı Milli sınırımıza kadar çekilmeler
Devam etti, buraya gelince durdurduk Düşmanı

Türkler ateşkes andlaşmasının şartlarına uyup,
Çekilmeyi kabul ettiler Musul’dan ve Halep’ten
İngilizler Andlaşma şartlarını kenara koyup
Buraları işgal etti, hiçbir zayiat vermeden
*
Tebamız ve dindaşımız olan Arap kavimleri
İngilizlerden aldıkları altın ve silahlarla
Bizi arkadan vurdular kuşatarak birlikleri
Yaptıkları bu ihanet felaket oldu onlara

Emperyalist devletler tarafından sömürüldüler
Petrollerine el kondu, kaynakları işletildi
İçine nifak sokulup kırk parçaya bölündüler
Halk, Osmanlı yönetimini arıyor hale geldi

Bizim yönetimimizde dört yüz yıl barış içinde
Yaşayıp, benliklerini devam ettirdi Araplar
O tarihlerde petrolü de yoktu, gerektiğinde
Yiyeceklerini bile Osmanlılar sağladılar

Buna karşılık onlar ne yaptılar, ikbal uğruna
Haçlılarla birleşip hilale ihanet ettiler
Hangi Müslüman inancı müsaade ederdi buna?
Arap kavimleri kendi dinlerini reddettiler

O din ki, Müslüman’ın Müslüman’ı katletmesini
Yasaklamıştı, bunu yapanı kafir sayıyordu
Beklemesinler bizlerin Onları affetmesini
Değil mi ki dindaşlarımız bizi arkadan vurdu

Ortaçağ’da haçlı seferleri sırasında bizler
Kutsal toprakları korumak için çok şehit verdik
Araplar sayemizde varlıklarını sürdürdüler
Bilsek, biz de haçlı ordusuna rehberlik ederdik
**

Nurettin Filinte
Kayıt Tarihi : 9.10.2015 15:35:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Nurettin Filinte