Hayat senin için yaşanılır gözükmüyorsa, uzattığın ellerin kaypak avuçlarca tutulup, kanı kuruyuncaya kadar istismar edildiyse ya da boşlukta asılı kaldıysa ve sen kendi güvenini kendi suratında bir şamar gibi hissettiysen, ara beni, birlikte ölelim ölüm kurtuluşsa...
Güvendiğin beyinlere açtığın beynin, şüphe içinde içi kir dolu tırnakları taşıyan parmaklarla deşelendiyse ve sen kendi beyninin ekinin tozundan rahatsızlık duymaya başlayıp çıkmazlar içinde boğuşuyorsan, ara beni, birlikte ölelim ölüm kurtuluşsa...
Ummanlardan hacimli anayüreğin, barındırmaktan haz duyduğun kalıcı canlarca terkedilmişse ve sen yüreciğinin gerçek kanı olan o canları tüm dua, yakarı ve telepatiyle tekrar yüreğini ısıtmaları için üç adım ötene getiremiyorsan; bu özlem beynini yeyip-bitiriyorsa, ara beni, birlikte ölelim ölüm kurtuluşsa...
Sevmeye ve sevilmeye susuz ruhunu ve vücudunu, sevmeye ve sevilmeye susuz olduğuna inandığın bir karşı cinse güvenle ikram ettikten sonra ruhunun ve vücudunun sömürüldüğünü görüp, beyninin de boş bir arı kovanı olduğuna inanıyorsan; ara beni, birlikte ölelim ölüm kurtuluşsa...
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman