Ar Damarını Büyük Mizana Koydular (Denem ...

Funda Kocaevli
224

ŞİİR


6

TAKİPÇİ

Çıkar dünyası bu dünya, alacak verecek hesaplarının içinde yoğrulup kalmışız aslında. Gelip geçici hevesler ve gıpta ettiğimiz sahtelikler. Yalandan sevmelerle kandırdığımız yürekler, ihanet ettiğimiz aşk, erkek ve kadın fark etmeden, kendimizi sattığımız pazarlar. Hayatın standı kurulmuş sokaklarda ve her yaştan insanlar satılmakta, yalan etiketlerle. Kimin fiyatı kimden yukarıda olacak? Kim daha çok rant sağlayacak? Kim kimi kazıklayacak? Kim kimi aldatacak? Kim kimin arkadaşına sarkacak? Bitmez ki bu rezalet örnekleri. Bir de karşına geçer bu tipler, yalan bir utanç ve ar damarı takınarak alınlarının ortasına insanım diye geçinirler. Ne demek geçer içimden bilir misiniz? Yuh be! Senin adamlığına…



Amiyane kelimeleri sarf etmeyi pek sevmem aslında ama, zaman zaman sadece bu dilden konuşmak gerekiyor hayat sahnesinde. Bazı oyunların sadece sokakta oynanabildiğini öğrendik hepimiz. Benim kadar, sizler de bilirsiniz reel ve sanal dünyayı. Sanaldan reele geçen insanlar vardır, reelden de sanala tabi ki. Güvenmek ister insan, dost bilmek, arkadaş edinmek belki de hayata yoldaş. Şans der geçeriz bazen, şanssızlığımıza ama. Aslında dostlar, ben bu işler de iyi şans da görmedim ya bu güne kadar, neyse. Bir elin parmağını geçmez iyi olanların sayısı. Gelelim meselenin özüne, indikçe inelim derine ki; herkese ibret olsun. Kulaklara küpe olsun.


Tamamını Oku
  • Ertan Ünlü
    Ertan Ünlü 02.05.2010 - 01:26

    Dikensis gül bahçesimi istediğin?
    Yaşadığın dünya canım...
    Her türlü engebesi olacak elbet..
    Kafayı kullanmaktır benim anladığım...
    Ertan
    Çok güzel melek olmaya layık bir insansınız.

    Cevap Yaz
  • Mustafa Yılmaz
    Mustafa Yılmaz 28.01.2010 - 14:52


    Hayatın bize getirdikleri olduğu kadar götürdükleri de var. Saygıyı yitirmeden, edep içinde yaşamak çok zor olmasa gerek aslında. Her şeyin hatırını ve kıymetini bilmek gerek. Ar damarı, bu kavramı öğrenmek ve öğretmek gerek. Ne yaşanırsa yaşansın, edep içinde yaşanması gerek. Kaybedince hırçınlaşıp




    Korkmak ne demekti…
    Korkunun şiddeti neyle ölçülürdü? Canlı en çok neden korkardı? İnsan korkuyu nasıl tanıdı? İnsanın en çok korktuğu neydi veya insandaki korkusuzluk korkusu muydu korkmayı içine alan?
    En şiddetli korku yalnızlık mıydı?
    Yalnızlaşıp ıssızlaşmak mıydı insanın içine oturan?
    Yalnızlaşmak gitmek miydi? Terk miydi çaresizliğin tek sebebi?
    Belki sevmekle başlayan ıssızlaşmanın içinden çıkış…
    Neden sevilirdi insan, kendinden başkası tarafından veya kendinden çok bir başkasını severek yalnızlaşmak mıydı iç dünya savaşı?
    Belki de korkunun nefes almalara engel oluşu buydu…

    Bense en çok seni sevdim yar…
    En çok senin için korktum…

    Hayatı ayak parmak uçlarıma basarak yürümemin sebebi de sendin be yar… Sendin…
    Senin için geceler, günler boyu korktum…
    Seni sevmekte yetersiz kaldım diye de çok korktum be can…
    Senden aldığım en çok hediyeler bu korkulardı be canım…
    MUSTAFA YILMAZ
    ANT+10

    Cevap Yaz
  • Hasan Cantos
    Hasan Cantos 18.12.2009 - 20:45

    hakkı anlatmak ve dinlemek kadar güzel bir şey var mı? çok teşekkürler ablacım:)))

    Cevap Yaz
  • Nurcan Tepecik
    Nurcan Tepecik 09.10.2009 - 17:04

    Gelip geçici hevesler ve gıpta ettiğimiz sahtelikler. Yalandan sevmelerle kandırdığımız yürekler, ihanet ettiğimiz aşk, erkek ve kadın fark etmeden, kendimizi sattığımız pazarlar. ne kadar doğru söylemişsin Sayın Mavi Sihir,sahte her şey o kadar sahteki...ellerdeki dostluğun kıymetini iyi bilmeli...

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 4 tane yorum bulunmakta