Ellerimiz sarmaşıklar gibi mıhlansın birbirine;
İstediğin yemek buharı üzerinde,
Sarılalım ve bahçede bir gül gibi yalnızlaşayım.
Perdeyi mümkünse sevişirken de kapatmayalım.
Öpmek için eğil yüzüme, kucağında saltanatımı özledim.
Sohbet-i hasretin için de baht defterimi közledim.
Sana tamamla diye kalbimi gönderdim;
Meğer onlar tarihi geçmiş gazete küpürcükleriymiş.
Yırtmaya utanmadığın;
Soba külcükleriymiş.
Biraz kendimi sevsem çoktan unuturdum,
Bana sarfettiklerinin kaba sözcükler olduğunu.
Şimdi bu kaldırımda ben, aptallığına ağlıyorum.
Yarım yarım ben, kendimden saydamlaşıyorum.
Nilay Bekkaya
Kayıt Tarihi : 30.10.2021 17:23:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Nilay Bekkaya](https://www.antoloji.com/i/siir/2021/10/30/aptalsin-4.jpg)
sarı bir sonbahar akşamı
alkollü dudaklarımız konuşsa
dursa serseri zaman
rüzgarı sarıp sarmalasak
kucak dolusu aşk ile
birbirimizi bulsak
vücutlarımızın gizemlerinde
birbirimizin kaçkını
sevdamızın edepsizi olsak #şiiradamı
tabağı kaldırıp attı beni, tabak kırıldı
mayıştım, kırılmasaydı görürdü
Eşya gibi hissederim insanları kızdırınca kendimi
Sevdiğimi üzünce hele bütün eşya yığılırım üzerime
Ev çökerim...
TÜM YORUMLAR (3)